Birkaç ay önce Türkiye’de hukuku ve devleti anlamak açısından oldukça yeni yollar gösteren çarpıcı bir kitap yayımlandı: Ümit Kurt’un yazdığı ve Aras Yayınları tarafından yayımlanan Kanun ve Nizam Dairesinde: Soykırım Teknokratı Mustafa Reşat Mimaroğlu’nun İzinde, Osmanlı’dan Cumhuriyet”e Devlet Mekanizması kitabından söz ediyorum. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere, özel gündemini bir tarihsel kırım oluşturuyor. Fakat yasa ve düzen üzerine tüm bakış açımızı değiştirmeye…
Ümit Kurt: “Bu kitabın temel meramı ve muradı, soykırım gibi patlamalar halinde su yüzüne çıkan bir kitlesel şiddet hadisesinin salt fiziksel ve çıplak şiddet yönüne konsantre olmak yerine, bunun altyapısını, zeminini ve iklimini hazırlayan bir fail kategorisi olarak masa başı bürokrat figürlerini ve bunların eylemlerini ortaya koymak...”
Bu kitabın bir tür İttihat ve Terakki ile Erken Cumhuriyet bürokrasi tarihine…
Toplumcu şiirimizin bir temsilcisi Yervant Gobelyan'a 100. yaş armağanı 'Keşke…'. Yazıklanmanın izleğiyle değil, insan olmanın direnciyle yazıyor. İkinci Dünya Savaşı’nın yükselen hıncını, yazdığı dönemin toplumsal arka planını okuyoruz şiirlerinde.
Yazıklanmanın, yenilmenin ya da hayıflanmanın izleğiyle değil, karşı gelmenin ve insan olmanın halleriyle yazıyor ‘keşke’lerini Yervant Gobelyan. Acının, savaşların, yoksulluğun ve dayatılan sürgünün tortusu biriktikçe, şairin sözü de birikiyor kuşkusuz. Var olmanın,…
İstanbul... Herhangi bir sokağında adımlarken bizden önce yaşanan hayatlardan bir iz, bir anı olduğu yerde ya ışıldarken bir başka yerdeki harap edilmiştir. Bu bir yandan şehrin geçirdiği değişim içinde normal bir durumken öylesine muazzam bir tarihe sahip…
Fransa’nın yeni faşist (kimilerine göre post-faşist) partisi Le Rassemblement National’ın (Ulusal Birlik) lideri Marine Le Pen, Missak Manouchian ve Mélinée Manouchian’ın, Missak Manouchian ile diğer direnişçilerin kuruşuna dizildiği tarih olan 21 Şubat 1944’ün yıldönümünde, Panthéon’a nakil törenine katılacağını söyledi. Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron, 19 Ocak günü L’Humanité gazetesine verdiği röportajda ise, önce kendisinin aşırı sağ ile mücadele ettiğini, hatta aşırı sağı…
Ermeni şair Yervant Gobelyan’ın şiirleri Ohannes Şaşkal çevirisiyle Türkçe’de ilk kez yayınlandı. Gobelyan’ın şiirleri kırklı yılların dünyasına ayna tutan, yılgınlığa düşmemiş, arayışını direnişini sürdüren genç insanının ruhunu yansıtıyor.
Bilhassa modern İstanbul Ermeni şiirinin önemli temsilcilerinden Zahrad’dan (Zahrad Yıldızcıyan) yaptığı çevirilerle bilinen karikatürist Ohannes Şaşkal, başka İstanbullu Ermeni şairlerden de çevirilerle modern Türkçe şiire, modern Türkçe şiirin belleğine olan katkılarını sürdürüyor.
…
"Biletimiz İstanbul'a Kesildi", başka bir dünyanın yolu önümüzde açıldı. Geçmişim, köklerim, şehrim arkamda kalmıştı. Kalbim Diyarbekir ile İstanbul arasında atacaktı, ben çocuk kalbimde anılarımı bir araya getirmeye çalışacaktım. İki büyük şehrin arasında bir garip çocuktum. Diyarbekir geçmişimin şehriydi, İstanbul gideceğim diyardı.
Üzerimde Hagop Mıntzuri'nin gölgesi, "Anadili Serüvenim" başlıyor. Ermenice ile işaret taşları diziyor gittiğim yollarda, kaybolmamak ve nereden gelip…
*Kurt’un son çalışması, bir çok yeni gerçeği belgeleriyle su yüzüne çıkarıyor. M.R.Mimaroğlu örneği, sadece 1915’i değil günümüzü de açıklıyor.
Ragıp Duran
Tarih kitaplarının amatör bir okuru olarak, bizim kuşak, Kürt Meselesini İsmail Beşikçi’nin, Ermeni Meselesini de Taner Akçam’ın çalışmalarından öğrendi. 1915 Ermeni Soykırımı Araştırmalarının öncüsü olan Akçam’ın açtığı yolda ilerleyen…
“Ekşigil ile Apartheid sisteminin 'keskin yasalarla tahkim edilmiş kırmızı çizgilerin, yüksek duvarların bulunduğu kat’i sınırlara' sahip olması gerektiği konusunda anlaşıyoruz. Ben, özellikle 1920-30’lu yıllara ait aktardığım kanun ve kararnamelerin ve hükümet içi yazışmaların bu kırmızı çizgileri çok açık gösterdiğini iddia ediyorum. Bunların yürürlükten veya uygulamadan kalktıkları konusunda herhangi bir bilgi yok.”
Adnan Ekşigil’in Yüzyıllık Apartheid kitabım hakkında yazdığı eleştirinin ağırlık merkezini…
“Berken Döner’in, 'bireylerin hatıraları üzerinden şekillenen anlatılar'dan oluşan Öyle Bir İstanbul-Semtler, Hayatlar, Hatıralar kitabı dumanı üstünde, raflarda. İstanbul’u semtler ve hatıralar üzerinden okumak, geçmişi anlamlandırmaya çalışırken bugüne kafa yormak üzere Büyükada’dan Kumkapı’ya, iskele sancak…”
“Çekimlere yetişmek için Kadıköy İskelesi’nden kalkan ilk vapura atlardım. Tek tük insan olurdu. Cigarasını yakmaya çalışan iskele görevlisi, tezgâhtar kızlar, hamallar, fabrika işçileri, kaptanlar… Bir de artistler!…