Kategori | Deneme |
Dili | Türkçe |
Kapak tasarımı | Ohannes Topyolu |
Baskı bilgileri | 1. baskı, Mart 2002 |
Sayfa ve boyut | 296 sayfa, 13x19,5 cm |
ISBN | 9789757265474 |
Kategori | Deneme |
Dili | Türkçe |
Kapak tasarımı | Ohannes Topyolu |
Baskı bilgileri | 1. baskı, Mart 2002 |
Sayfa ve boyut | 296 sayfa, 13x19,5 cm |
ISBN | 9789757265474 |
İçimizdeki Kara Delik, yazarın, yaşam, ölüm, kader, vicdan ve inanç gibi insanlığı her dönem meşgul eden temel konularda yaptığı içe yolculukları dile getiren yazıları içeriyor. Oşin Çilingir, kendi deyimiyle "hiçbir türe girmeyen" bu yazılarında, özellikle tasavvufun dili olan 'kuşdili'nin sırrını aralıyor, insanı insan yapan değerleri sorguluyor. "Kendi yüreğinde sürgünler"in, "Tanrı'nın ötesindeki Tanrı" ve "insanı aşan insan kavramı"nı arayanların, bir yağmur damlasında yaşamı, bir yürek sızısında hiçliği duyumsayanların satır aralarında usulca teferrüce çıktığı eserinde Çilingir ruhuyla didişiyor. Kitabın sayfalarında Can Yücel ve Lekeci Tatyos, Sri Maharaj ve Yogananda, Sabahattin Ali ve Nazım Hikmet, Gomidas ve Vivaldi, Feridüddin Attar ve Yunus Emre, Nusret Fateh Ali Han ve Kazancı Bedih, Hallac-ı Mansur ve Şeyh Bedreddin, Saroyan ve Sait Faik, Van Gogh ve serseri ressam Ohannes, Kurusawa ve Angelopoulos, Sabri Altınel ve Hilmi Yavuz, Brecht ve Camus, Hesse ve Nietzsche, Musa, İsa ve Muhammed Peygamberler hep birlikte insanlığın dünü, bugünü ve yarını üzerine hasbıhal ediyorlar.
Bir yaşam nedir ki? Uçsuz bucaksız evrende bir damla belki de... Kısacık bir an... Ve bu sonsuz çeşitlilikte devinen ve de biçimden biçime giren bir ruh. Üzülüp sevinen, gülüp ağlayan, kinlenip ve ölüp ölüp dirilen... Yaşamın gizi belki de çakan bir şimşeğin ardından cama çarpan yağmur damlasındaydı, kim bilir...
Korkunun dağları sardığı, kötünün iyiyi, zulüm iyiliği besleyip çoğalttığı zor yıllarda, yüreklerin taşlaştığı zamanlarda insanın mutlaka bir kısrağı olmalıdır. Nereden olursa olsun, gecenin içinden dörtnala koşup gelmeli, apak yeleleriyle bir rüzgâr gibi esip geçmelidir. İnsanın böyle bir kısrağı olmalı mı, hali dumandır!
Dünyada ne kadar insan varsa gökyüzünde de o kadar kara delik vardır. Her insan kendi kara deliğinin tutsağıdır. Bu tutsaklıktan kurtulmanın biricik yolu, kendi eylemimize kayıtsız kalmak, bir köşeye çekilip tırnak kesmektir.