Atını Nalladı Felek Düştü Peşimize

Kirkor Ceyhan

Stokta yok
KategoriÖykü
DiliTürkçe
Kapak tasarımı

Vartan Paçacı

Baskı bilgileri

1. Baskı, Nisan 1999
2. baskı, Mayıs 2000

Sayfa ve boyut

156 sayfa, 13x19,5 cm

ISBN

9789757265207

Açıklama

Osmanlı İmparatorluğu’nun son, Cumhuriyet döneminin ise 1940’lara kadar olan döneminin İç Anadolu’sunun, Zara’sının, kitaplarda değil, insanların zihinlerinde, yüreklerinde, hatıralarında yazılı, içten, özlü, mizahi tarihi…

Bahtsızların, felek vurgunlarının, zalim kaderin sillesinden kurtulmak için arkalarına bakmadan gidenlerin, onların ardından gözyaşı dökenlerin, tüm bunlara rağmen özledikleri güzel günlere kavuşmak için çok uzak dehlizlerde de olsa titrek bir mum ışığının parladığını görenlerin ya da gördüklerini sananların hikâyeleri…

Zara ağzına özgü sözcük ve deyimlerle harmanladığı pırıl pırıl üslubuyla gençliğinin, çocukluğunun en nadide hatıralarını satır satır işleyen Kirkor Ceyhan, öykülerinde Anadolu’ya özgü sözlü anlatı geleneğini yazılı bir tanıklığa dönüştürürken, gerçeklerle barışık realist bir edebi patikada ilerliyor. Bunu yaparken de ailesi ve çevresiyle sınırlı kalmamaya, yeni pencerelerden döneminin ulusal ve uluslararası meselelerine açılmaya özen gösteriyor.

Arka Kapak

“Allah senden razı olsun Ömer Ağa kardeş, en yakınlarım bile, ufak tefek alacakları için olur ki sona kalır da alamam diye, kapıyı eşiği sökerken, sen ne geldin ne de bir haber gönderdin. Al bu bostanın koçanını. Eksik ziyade, sen de hakkını helal eyle. Bundan daha fazlamız kalmadı…”

Ömer Ağa, Bağoğlugil’den; aptes alıp namaz kılmamış, inadına kumar oynayıp içki içmiş, metres tutup karı oynatmış, inadına kumar oynayıp içki içmiş, metres tutup karı oynatmış, Zara’nın külhanilerindendi. Yeniden bir yudum rakı aldı, tütüp duran sigaraya uzandı. Ne bir lafa kadir oldu, ne de bostanın tapusunu eline aldı. Acı acı yanan sigaradan iki nefes çekti. Dükkânın köşesine yöneldi. Çekmeceden Garabed’in mühür basıp da verdiği, bin altı yüz kuruş borç yazılı kâğıdı alıp önlerine geldi. Ana ile iki oğul da, ne he ne de yok diyen, bir dilsiz gibi dükkânda dolanan Ömer Ağa’ya bakılı kalmışlardı.

“Bak Enova, işte bu senet Garabed’in senedidir. Önünüzde yırtıyorum. Anam sütü gibi helal olsun. Garabed’in bana borcu yok. Alın şu bostanınızın tapu koçanını. Ben bu çiftcelerine bağışlıyorum. Kadın halinle ne yer ne içersiniz? Bari bostanını ek biç de, geçinmeye bak, Allah’ın zavallısı…”

Yazar Hakkında

Kirkor Ceyhan

29 Ekim 1926 Zara doğumlu. Baba adı Simon, siz deyin Sığı Usta, Ana adı Horik, siz deyin Horik Hatun, Manuşag, Armenuhi ve Azaduhi üç kız kardeşi. Geçimleri, evvelce öğretmen olan babanın sıvacılığı, inşaat ustalığıyla; annenin de zenginlere kilim dokumasıyla...

 

Ceyhan'ın ilk eğitimi Zara'da: Gazi ve Cumhuriyet ilkokulları. Sonra, Sivas'ta evli olan halasının yanında kalarak sürdürdüğü Sivas Ortaokulu yılları ve halalarının ev komşusu Şımavon adlı Ermeni bir değirmenciden etkilenip materyalist dünya görüşüne meyledişi. Derken, terk-i tahsille Sivas'a veda, Zara'da bila ücret terzi yanında çıraklık...

 

Kendi deyişiyle, olanaksızlıklar nedeniyle okula devam edememenin acısını, hınçla, bütün dünya realist yazarlarını okuyarak çıkarma uğraşı. Küçük yaştan edebiyata ilgi, kitaplarıyla Sabahattin Ali'yi tanıma...

İkinci Dünya Savaşı'na denk gelen delikanlılık, 1946 Ocağında evlilik, Kasımında Erzurum'a askerlik, 1947'de askerken babalık. 1949'da terhis ve ver elini İstanbul! Ailenin göç konağı Gedikpaşa. Baba Varjabed Simon, Gedikpaşa Surp Hovhannes Ermeni Kilisesi'ne zangoç...

 

1950'de hapisten çıkıp İstanbul'a gelen Kemal Tahir'le yüz yüze tanışma; böylece Zara'dayken hapiste olduğunu tesadüfen öğrendiği Kemal Tahir'e 1942'de mektup yazarak başlattığı tanışıklığın kesintisiz bir dostluğa dönüşü...

 

Çarşıkapı'da terzi dükkânı. İki bebe daha. 1965'te ailece Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne göç. On ay sonra gerisin geri dönüş, Beyoğlu'nda terzi dükkânı.

1973'te babasızlık, 1974'te dulluk. 1980'de terk-i meslek, emeklilik ve Fransa'ya, çocuklarının yanına göç. 1982'de yeni bir evlilik, kısa sürede boşanma ve 1988'de Almanya'da üçüncü izdivaç. 1990'da anasızlık. Bonn'da ikamet, sık sık İstanbul'u ziyaret.

 

Anadolu'nun sözlü ve anlatı geleneğine özgü güçlü bir hafıza, Zara ve çevresi için önemli monografik tanıklıklar...

 

1999 yılının eylülünde Bonn'da yaşama veda...

Basından

Üç Ermeni Yazarın Bakış Açısıyla, Türk Kültürü ve İslam

  Yağmur Dergisi   Meryem Dilekçi   02.09.2008

Zara’da Bir Sünnet Töreni

  Birgün Gazetesi   Ümit Bayazoğlu   16.06.2007

“Hisus Kristos gukamgor!…”

  Agos Gazetesi   Oşin Çilingir   18.06.1999

Atını Nalladı Felek…

  Bakış Gazetesi   Baki Gül   17.05.1999

Felek Demiş Ben Öldüm Mü?

  Milliyet Gazetesi   Gül Dirican   11.05.1999

Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.