172,50 ₺
Etiket Fiyatı: 230,00 ₺
Bu kitap, üzerine titreyecek kimsesi olmayan, hayata çok erken adım atmak zorunda bırakılan yetim çocukların hikâyesi. Antranik Dzarugyan’ın ilk kez 1955’te Beyrut’ta Ermenice olarak yayımlanan ve tüm zamanların en çok okunan Ermenice kitaplarından biri olan Çocukluğu Olmayan Adamlar‘ı, Birinci Dünya Savaşı sırasında Felaket’in kucağına itilen, açlığın ve mahrumiyetin gölgesinde çocukluklarını ve hatta insanlığa olan inancını yitiren Ermeni yetimlere odaklanıyor. 1915’in ölümcül rüzgârlarıyla Halep’e savrulan Dzarugyan, oradaki bir yetimhanede heba olmuş çocukluğunu kimi zaman tebessüm ettiren, kimi zaman ise yürek burkan olaylar eşliğinde, büyük bir canlılıkla anlatıyor. Boyundan büyük işler yapan ve hayattan en büyük payı kapmaya çalışan yetimler, yoksunluğu ve kimsesizliği iliklerine kadar hissediyorlar; ancak bu durum onların kendi eğlencelerini yaratmalarına ve kurallarını kendileri koydukları bir dünyada yaşamalarına asla mani olmuyor. Yaşanan trajedinin büyüklüğüne rağmen hayatı ucundan köşesinden yakalama uğraşı, bu dünyanın çarklarının bir şekilde dönmesini sağlıyor. Yitirilmiş masumiyetinin peşine düşen Dzarugyan, bir daha gelmeyecek çocukluğuna sesleniyor ve gözünü karartarak onu kendinden çalanlardan hesap soruyor.
Tekrar benden yana döndü, dürtükledi. Ben de döndüm.
“Sana bir şey söyleyeceğim.”
“Söyle.”
Epey tereddüt etti. Sanki bir şeylerden utanıyor, çekiniyordu. Karanlıkta bile, titreyen nefesindeki iniş çıkışlardan,uzayıp giden suskunluğundan, taş gibi hareketsiz bedeninden Haçik’in yaşadığı iç sıkıntısını hissediyordum. Nihayet ağzını açtı.
“Annene bir şey söyler misin?”
“Ne söyleyeyim?”
Kısa bir sessizlikten sonra, “Beni de oğlu olarak kabul eder mi?” dedi aniden.
Susma sırası bu defa bendeydi. Böyle bir soru beklemiyordum. Teklif açık ve güzeldi ama benim elimden gelenlerin bir sınırı vardı, bu da bazı bilinmezler ve belirsizliklerle beraber zihnimde koca bir şüphe uyandırıyordu.
Yine de, endişemi hiç belli etmeden, “Tabii ki söylerim, annem iyi bir kadın, kabul eder,” dedim.
“Biliyorum, sabah gördüm, aynı benim anneme benziyor…”
1913'te Sivas, Gürün'de doğan Dzarugyan, 1915'te yaşanan felaketten sağ kurtulur, ancak babasının hayatını kaybetmesiyle onun için yolun sonu Halep Amerikan yetimhanesine çıkar. Near East Relief (Yakındoğu Yardım Derneği) tarafından açılan bu yetimhane hayatının sonuna dek kederle ve yer yer öfkeyle anacağı günlerini yaşadığı yer olur. Yetimhane döneminin ardından eğitimine bir süre Halep'te devam eder ve ilerleyen dönemde Beyrut'a geçer. Halep'e döndükten sonra 1941'de çıkarmaya başladığı ve 1980'lerin başına kadar haftalık olarak yayımlanan Nayiridergisi Ermeni edebiyatı ve kültürünün pusulası haline gelmekle kalmaz, yer verdiği siyasi ve sosyal düşüncelerle diaspora araştırmaları yapanlar için önemli bir kaynak olur. Dzarugyan, 1989'da hayatını kaybedene kadar hem yazar hem de gazeteci kimliğiyle Ermeni yazınına büyük katkıda bulunur.
Gazete Duvar Soner Sert 01.03.2019
Ակօս Սեւան Տէյիրմենճեան 12.01.2017
İleri Haber Gökçesu Özgül 25.12.2016
Agos Pakrat Estukyan 24.12.2016
Cumhuriyet Kitap Eray Ak 09.12.2016
Agos Kirk Fatma Özkaya 05.12.2016
Gazete Duvar Emek Erez 17.11.2016
CNN Türk Serdar Korucu 14.11.2016
K24 Nazan Maksudyan 03.11.2016