15,00 ₺
Etiket Fiyatı: 20,00 ₺
Aras Yayıncılık, usta kalem Mıgırdiç Margosyan’ın Yeni Yüzyıl ve Yeni Gündem’de yayımlanmış, o her zamanki sıcak, mizahi üslubuyla yazdığı yazılarından oluşan Kürdan’ı okurlarla buluşturdu. Kirveme Mektuplar, Zurna ve Çengelliiğne’yle birlikte Margosyan deneme serisinin tamamlayıcı halkası olan Kürdan, yazarın toplumsal meselelere dair kendine özgü bakışını ön plana çıkaran bir seçki.
1995’ten 2000’e uzanan bir dönemde Türkiye ve dünyada yaşanan olayları kapsayan bu denemelerinde Margosyan, siyasi, toplumsal ve kültürel gelişmelerin derinliklerinde yatan, çoğu zaman görülmeyen ya da görülmek istenmeyen olguları seriyor gözlerimizin önüne. Okur, Margosyan’ın derin içgörüsüyle baş başa kaldığında, onun dikkat çektiği olayların geçerliliğini daima korumakta olan derindeki sorunlarla ilgili olduğunu fark ediyor. Fakat Margosyan kürdanını zihinlere yerleşmiş düşünce kalıplarına batırırken, didaktik bir öğreticilikten her zaman uzak durmayı başarıyor; bunu yaparken kâh neşeli kâh hüzünlü bir dille, kalemiyle sorunların tam kalbine iniyor.
Yıllar yılı iki yakamız bir araya gelmiyorsa, gelemiyorsa, burnumuz karga gibi, bir yerlerden kurtulamıyorsa, bunun nedeni, her haltı karıştırıp, her herzeyi yiyenlere illa da “sayın” sıfatını tutkallayıp yapıştırarak yalakalık yapmayı içimize sindirmekten kaynaklanıyor.
Tükürdüğünü ertesi gün yalayan devlet adamı sayın; mangırı kaptığı gibi yurtdışına cızlamı çeken belediye reisi sayın; kızların bekâretine kafayı takan bakan sayın! Eh, o zaman, deveyi hamuduyla yutup devleti dolandıran müteahhit sayın; vergisini ödemeyen işadamı sayın!
Bana kalırsa, esas derdimiz ne “enflasyon” canavarı, ne de “Güneydoğu Sorunu…”
Öncelikli sorun, “gelene ağam, gidene paşam” diye diye gelip tosladığımız bu yapış yapış sayın meselesi…
Benözüm de “köşe” kapmış çok sayın bir kişi olarak derim ki, bu sayın furyasından artık illallah! Çünkü bol kepçe dağıtılan bu sayın çorbası tadından yenmez, sap ile saman birbirinden ayrılmaz oldu. Devlet için kurşun atıp kurşun yiyenlerden hangisi sayın mafya babası, hangisi sayın üçkâğıtçı, belli değil ki! Ortalık maşallah, sayından geçilmeyen, sanki hıyar tarlası…
23 Aralık 1938’de Diyarbakır’da, Hançepek Mahallesi’nde (Gâvur Mahallesi) doğdu. Eğitimini Süleyman Nazif İlkokulu, Ziya Gökalp Ortaokulu, daha sonra İstanbul’daki Bezciyan Ortaokulu ve Getronagan Lisesi’nde sürdürdü. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi.
1966-1972 yılları arasında Üsküdar Selamsız’daki Surp Haç Tıbrevank Ermeni Lisesi’nde müdürlüğün yanı sıra felsefe, psikoloji, Ermeni dili ve edebiyatı öğretmenliği yaptı. Daha sonra öğretmenliği bırakarak ticarete atıldı. Edebi çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Marmara gazetesinde yayımlanan Ermenice öykülerinin bir bölümü Mer Ayt Goğmerı [Bizim Oralar] adıyla kitap haline getirildi (1984) ve bu kitabıyla 1988’de, Ermenice yazan yazarlara verilen Eliz Kavukçuyan Edebiyat Ödülü’nü (Paris-Fransa) aldı. Aras Yayıncılık tarafından basılan Gâvur Mahallesi (1992), Söyle Margos Nerelisen? (1995) ve Biletimiz İstanbul’a Kesildi (1998) adlı Türkçe kitaplarını, 1999’da ikinci Ermenice kitabı Dikrisi Aperen [Dicle Kıyılarından] izledi. Gâvur Mahallesi Avesta Yayınları tarafından Li Ba Me, Li Wan Deran [Bizim O Yöreler] adıyla Kürtçe olarak yayımlandı (1999). Türkçe kaleme aldığı Tespih Taneleri (2006) adlı anı-romanı büyük ilgiyle karşılandı. Evrensel gazetesinde “Kirveme Mektuplar” adlı köşesinde yazmayı sürdüren Margosyan’ın bu makalelerinin bir kısmı Kirveme Mektuplar adıyla 2006’da Diyarbakır’da kitaplaştırıldı (Lis tarafından. 2011’de yeni basımı Aras). 1996-1999 arasında Agos gazetesinde yayımlanan makalelerinden yapılan bir seçki olan Zurna 2009’da, yine Evrensel yazılarından derlenen Çengelliiğne (ilk basımı 1999, Belge) ve Yeni Yüzyıl ve Yeni Gündem gazetelerinde yayımlanan makalelerinden derlenen Kürdan 2010’da kitaplaştırıldı. Yazarın, dünyanın yaratılış hikâyesini mizahi bir üslupla ele aldığı son kitabı Tanrı’nın Seyir Defteri ise 2016’da yayımlandı.