109,50 ₺
Etiket Fiyatı: 146,00 ₺
1930’lu yıllar boyunca, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm dikkati sınır boylarında, özellikle de Hatay, İskenderun ve çevresindeki bölge üzerindeydi. Ermeni nüfusun tüm hareketleri de yakından izleniyordu, zira bölgedeki tüm taraflar içinde Ermeniler önemli bir nüfusa sahipti. Ancak, 1939’da Hatay’ın Türkiye’ye bağlanması kesinleştiği andan itibaren, hiçbir şey Ermenileri bölgede tutmaya yetmedi, çünkü geçmişin yaraları hep belleklerdeydi. Bu çalışma, Türkiye’nin Hatay’a veya Sancak’a dair perspektifini gazete haberleri ve köşe yazıları üzerinden kronolojik olarak ele alıyor. Köşe yazarlarının ve gazetecilerin sesini doğrudan aktarmak adına alıntılara yer verirken, Türkiye basınında Sancak konusunda gündem olan makale ve belgeleri, aktörleri aracısız olarak aktarıyor. Gazetelerden yansıyanları anılar, döneme ve bölgeye dair akademik çalışmalar ve arşiv belgeleriyle harmanlayarak okurun ilgisine sunuyor. Sancak Düştü, sadece Hatay Meselesi’ni değil, Cumhuriyet’in ilk dönemini anlamak için de çok değerli bir kaynak.
1930’lu yıllar boyunca, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm dikkati sınır boylarında, özellikle de Hatay, İskenderun ve çevresindeki bölge üzerindeydi. Ermeni nüfusun tüm hareketleri de yakından izleniyordu, zira bölgedeki tüm taraflar içinde Ermeniler önemli bir nüfusa sahipti. Bu dönemde Türkiye basını için Ermenilerle ilgili her şey tartışma konusu, spekülasyon alanı olmuştu. Türkiye basını da Hatay’daki Ermeniler için vaatler sıralamaktan geri durmadı. Hatay’ın Türkiye’ye iltihak edileceği iddiaları net bir dille yalanlanıyordu. Dönemin önde gelen gazetecileri Hatay’ın “Şark’ın İsviçresi” olacağını yazmaya çoktan başlamıştı bile. Ancak, 1939’da Hatay’ın Türkiye’ye bağlanması kesinleştiği andan itibaren, hiçbir şey Ermenileri bölgede tutmaya yetmedi, çünkü geçmişin yaraları hep belleklerdeydi.
Bu çalışma, Türkiye’nin Hatay’a ve Sancak’a dair perspektifini gazete haberleri ve köşe yazıları üzerinden kronolojik olarak ele alıyor. Köşe yazarlarının ve gazetecilerin sesini doğrudan aktarmak adına alıntılara yer verirken, Türkiye basınında Sancak konusunda gündem olan makale ve belgeleri, aktörleri aracısız olarak aktarıyor. Gazetelerden yansıyanları anılar, döneme ve bölgeye dair akademik çalışmalar ve arşiv belgeleriyle harmanlayarak okurun ilgisine sunuyor. Sancak Düştü, sadece Hatay Meselesi’ni değil, Cumhuriyet’in ilk dönemini anlamak için de çok değerli bir kaynak.
İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde felsefe öğrenimi gördü. Çeşitli televizyon kanallarının haber merkezi ve haber program bölümlerinde editör/yapımcı/danışman olarak çalıştı. 2012’den beri CNN Türk’te editörlük yapıyor. Ulusal/uluslararası medya mecralarında dezavantajlı gruplar ve nefret söylemi üzerine haber, röportaj ve özel dosyalar hazırladı.
Yayımlanmış çalışmaları: Yabancı Gazetecilerin Gözüyle Kürt Sorunu (Güncel Yayıncılık, 2009); Suriye Yerle Bir Olduktan Sonra (Hayata Destek Derneği, 2013); Aris Nalcı ile birlikte 2015’ten 50 Yıl Önce, 1915’ten 50 Yıl Sonra: 1965 (Ermeni Kültür Derneği, 2014), Patriklik Fotoğrafçısı Dimitrios Kalumenos’un Objektifinden 6-7 Eylül 1955 (İstos Yayınları, 2015-2016, iki cilt), Misafir (Can Yayınları, 2016), Güven Gürkan Öztan ile birlikte Tutku, Değişim ve Zarafet-1950’li Yıllarda İstanbul (Doğan Kitap, 2017), Halepsizler (Aras Yayıncılık, 2018), Sancak Düştü: İskenderun Sancağı’ndan Hatay’a “Ermeni Meselesi” (Aras Yayıncılık, 2021) ve Ahalinin Gidişi: Musa Dağ 1939 (Aras Yayıncılık, 2021).
Independent Türkçe Melike Çapan 15.02.2021
Agos İşhan Erdinç 07.02.2021