225,75 ₺
Etiket Fiyatı: 301,00 ₺
Genç Cumhuriyet’in İmparatorluk’a yüz çevirdiği birkaç meseleden bahsetmek mümkün olsa da birtakım uygulamalar neredeyse harfiyen sürdürülmüştür. Azınlık karşıtı politikalar, listenin en başına yazılabilir. 1942 yılında TBMM’de kabul edilen Varlık Vergisi Kanunu, gayrimüslim vatandaşlar üzerinde süren bu eli sopalı politikaların en belirgin örneklerinden, belki de en keskini. Devletin kendi yurttaşlarından kanun yoluyla aşırı vergiler tahsil etmeye giriştiği, on beş gün içinde ödeyemeyenin malını zorla üç kuruşa satıp, yetmezse çalışma kamplarına gönderdiği, “Türk piyasasını Türk tüccarların eline vermek” bahanesiyle yarattığı tam bir felaket. Ayhan Aktar’ın özelde Varlık Vergisi, genelde ise Türkleştirme politikaları hakkında klasikleşmiş Varlık Vergisi ve Türkleştirme Politikaları kitabı, yakın tarihimizde gayrimüslimlere karşı uygulanan sosyolojik ve ekonomik politikalara geniş bir perspektiften değiniyor. O günlerde devlet aygıtının karar alma mekanizmasında yer alan bürokratları ve Varlık Vergisi uygulanırken İstanbul Defterdarı olan Faik Ökte’nin anılarını merkeze aldığı “Varlık Vergisi Nasıl Uygulandı?” başlıklı makale, bu konunun köşetaşlarından biri sayılabilir. Bu kitap, henüz dün kadar yakın bir geçmişte yaşananlar ve hali hazırda sürdürülen politikalar ile önümüzdeki günlerin muhtemel sorunlarına bakmak için hâlâ güncel ve tartışmayı başlatmak için gayet iyi bir başlangıç.
Bu çalışma sırasında Varlık Vergisi uygulamasında vergi mükellefi olan veya onların birinci dereceden yakını kişilerle yüz yüze görüşmeler yaptım. Açıkça telaffuz edilmese dahi, Varlık Vergisi gayrimüslim azınlıkların “topluma entegrasyon” sürecini olumsuz etkilemiştir. O güne kadar varlığı hissedilen azınlık karşıtı politikaların bir gün muhakkak değişeceğine inanan kişilerin, artık Varlık Vergisi’nden sonra tüm inançları yıkılmıştır. Gayrimüslim azınlıklar açısından “yarım vatandaşlık, misafirlik ve Medeni Kanun Türklüğü” konumu pekiştirilmiştir.
*
Bugüne kadar çevremizde müdahil olduğumuz çatışmaların hep “tehdidin gerçekliği” açısından ele alındığı aşikârdır. Ama, bir an için, bugün tehdit olarak algıladığımız şeylerin bizim korkularımızdan kaynaklanmış olabileceğini düşünelim. Böyle yaparsak, belki de ilk olarak bizleri neyin bu kadar korkuttuğunu keşfedeceğiz. Ve böylece, korkunun o günden bugüne kadar iliklerimize nasıl işlediğini ve bizim gıyabımızda işleyen bir sistem haline geldiğinin farkına varacağız. Unutmayalım, dünyada milli marşı “Korkma!” sözcüğü ile başlayan tek ulus biziz. Cesaretle “bizi biz yapan” korkularımızın üzerine gitmemiz ve artık çocukluktan kurtulup büyüdüğümüz konusunda önce kendimizi ikna etmemiz gerekiyor. İçimizde sürekli karabasan üreten ve iliklerimize işlemiş olan korkuların saltanatını yıkmanın başka çaresi de yok. Bunu gerçekleştirdiğimiz zaman, bu ülkede her şeyin soğukkanlılıkla tartışılabileceğini düşünüyorum.
İstanbul’da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden 1977 yılında mezun oldu. Daha sonra, İngiltere’de Kent Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimine devam etti. 1980’de Marmara Üniversitesi’nde Prof. Mübeccel Kıray’ın yanında asistan olarak çalışmaya başladı, doktora tezini 1989’da tamamladı. Bu çalışmasıyla, “Yayınlanmamış Sosyal Bilimler Araştırması” dalında 1990 Yunus Nadi Ödülü’nü kazandı. Aynı çalışma, Kapitalizm, Azgelişmişlik ve Türkiye’de Küçük Sanayi (Afa Yayınları) başlığıyla 1990’da yayımlandı. Sonraki yıllarda Türkiye’de devletin gayrimüslim azınlıklara yönelik politikaları üzerine çalışmaya başladı. Varlık Vergisi ve ‘Türkleştirme’ Politikaları (İletişim Yayınları) başlıklı kitabı 2000 yılında yayımlandı. Aynı yıl, misafir öğretim üyesi olarak Michigan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde ders verdi. 2005 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde toplanan “İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri: Bilimsel Sorumluluk ve Demokrasi Sorunları” başlıklı konferansın organizasyon komitesinde çalıştı. 2006’da Marmara Üniversitesi’nden emekli olduktan sonra Lefkoşa’da Kıbrıs Üniversitesi’nde ders verdi. Aynı yıl, Türk Milliyetçiliği, Gayrimüslimler ve Ekonomik Dönüşüm (İletişim) başlıklı kitabı; 2010’da ise Niyazi Kızılyürek ve Umut Özkırımlı ile birlikte yayıma hazırladıkları Nationalism in Troubled Triangle: Cyprus, Greece and Turkey (Palgrave Macmillan) yayımlandı. 2011 yılında ise Yorgo Hacıdimitriadis’in Aşkale-Erzurum Günlüğü (1943) ile Taraf gazetesindeki köşe yazılarını derlediği İlginç Zamanlar: Taraf yazılarından Seçmeler, 2008-2011 (Kitap Yayınevi) başlıklı kitapları basıldı. 2012’de Yüzbaşı Sarkis Torosyan’ın Çanakkale’den Filistin Cephesi’ne (İletişim) başlıklı anılarını yayıma hazırladı. Bu kitabın yarattığı tartışma hakkında, 2015’te Tarih, Otobiyografi ve Hakikat: Yüzbaşı Torosyan Tartışması ve Türkiye’de Tarihyazımı (Bilgi Üniversitesi Yayınları) isimli derleme yayımlandı. Aynı yıl, bazı yazıları Yunancaya tercüme edilerek Η Τουρκία ανήκει στους Τούρκους! [Türkiye Türklerindir!] başlığıyla basıldı. 2017’de Avustralya Milli Kütüphanesi (NLA) tarafından araştırma yapmak üzere Canberra’ya davet edildi. Son olarak, Ermeni Evine Figan Kuruldu: 1915 Destanları ve Halep isimli kitabı 2020 yılında yayınevimiz tarafından yayımlandı. Halen İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde öğretim üyesidir.
Agos Ferda Balancar 02.12.2021
BBC Türkçe Burak Abatay & Günce Akpamuk 11.11.2021