Krikor Zohrab

Krikor Zohrab
Krikor Zohrab

26 Haziran 1861’de Beşiktaş’ta doğdu. İlkokula, 1867’de Makruhyan Ermeni Okulu’nda başladı. 1870’te babasının ölümü ve annesinin tekrar evlenmesiyle taşındıkları Ortaköy’de, Tarkmançats Ermeni Okulu’na devam etti. Edebiyat öğretmeni şair-yazar Tovmas Terziyan’ı örnek alarak, şiirler ve kompozisyonlar yazmaya başladı.
1873’te, mütevelli Mıgırdiç Simonoviç’in mali durumuyla birlikte Tarkmançats Okulu da sarsılıp kapanınca, müdürlüğünü yazar Dr. Hovsep Şişmanyan’ın (Dzerents) yaptığı Katolik Lusavoriçyan Okulu’na geçti. 1876’da Galatasaray Mekteb-i Sultanisi’nin Mühendislik Enstitüsü’ne girdi. İlk yazıları Lrakir’de 1878’de yayımlandı. 1879’da Yol ve Köprü Mühendisi diplomasıyla mezun oldu.

1880’de üvey babası avukat Avedis Yordamyan’ın bürosunda ona yardım etmeye başladı ve Galatasaray Sultanisi Hukuk Bölümü’ne kaydoldu. 1881’de ise Darülfunun’un yeni açılan Mekteb-i Hukuk’una geçerek üç yıllık eğitimini 1883’de tamamladı. Ünlü mizah yazarı Hagop Baronyan’ın başyazarlığında, Yergrakunt edebiyat dergisini çıkardı. Sırpuhi Düsap’ın kadın eşitliğini ve özgürlüğünü savunan romanı Mayda’nın yayımlanması üzerine, Zohrab, Yergrakunt’ta bu eseri ve yazarını ağır bir şekilde eleştirdi. Devrin saygın öğretmenlerinden Reteos Berberyan’ın aynı dergide Düsap’ı savunan yazısına da sert bir karşılık vermekten çekinmedi. Arpiar Arpiaryan’dan ve realizm akımından etkilendi, eğitici, halkı bilinçlendirici yazılar yazmaya yöneldi. Anhedatsadz Serunt Mı [Yok Olan Kuşak] adlı romanı Yergrakunt’ta tefrika edildi.
1884’te Edirne’ye gidip vilayet nezdindeki özel kurul önünde verdiği sınavla “Birinci Sınıf Avukat” diplomasını aldı.
1885’te Klara Yazıcıyan’la evlendi. Kandilli’ye yerleştiler, dört çocukları oldu. En son oturdukları ev Ayazpaşa’daydı.
1889’da, Gülizar adlı Ermeni kızını kaçıran, köyleri talan eden Musa Bey’e İstanbul’a gelerek dava açan Gülizar ve 50 Muşlu Ermeni’nin davasına Vıramşabuh Manuşyan ve Simon Tıngıryan’la birlikte avukat tayin edildi. A. Arpiaryan’ın kurduğu Hayrenik gazetesinde yazmaya başladı. 1892’de Hrant Asadur ve Dikran Gamsaragan’la birlikte Masis haftalık dergisini çıkarmaya başladı. Dergi ertesi yıl kapandı.Zareh Yusufyan’ın 1898’de tekrar yayına soktuğu Masis’in yayın kurulunda Sibil ve H. Asadur ile birlikte yer alarak, ilerici, aydınlatıcı, dürüst, halktan yana bir yayın politikası izledi. Birçok öykü kaleme aldı.
Tarihi Dreyfus davası için Fransızca bir savunma hazırlayıp 1899’a Dreyfus’u savunan Yahudi Komitesi’ne gönderdi. Komiteden bir teşekkür mektubu ve Dreyfus portreli altın bir madalya aldı.
Avukatlığı engellendiği, istibdat rejimiyle de barışık olmadığı için 1908’de Fransa’ya gitti. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte İstanbul’a döndü. Avukatlığın yanı sıra Darülfunun’da Ceza Hukuku müderrisliği yaptı, Ceza Kanunu’nda değişiklik yapacak komitede yer aldı.
1909’da Azadamard’da yazmaya başladı. Eçer Uğevori mı Orakren [Bir Yolcunun Güncesinden Sayfalar] başlığı altında Avrupa gezi notlarını tefrika etti.
Osmanlı Hürriyet ve Teavün-ü Milli Cemiyeti’ne üye oldu. Ahrar Partisi paralelinde, liberal fikirleri ve etnik gruplar arasında eşitliği savundu.
Önce Ermeni cemaat meclisine üye seçildi, sonra üç kez seçim kazanarak yedi yıl üyeliğini sürdürdüğü Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda İstanbul mebusluğu yaptı. Milletler arasında dost ve kardeşçe ilişkilerin ve toplumsal eşitliğin kökleşmesi anlayışına bağlılığıyla, bu yönde düzenlemeler yapılması için çalıştı. Doğu vilayetlerinde can ve mal güvenliğini sağlayacak reformların önemini savundu, güçlü bir donanma kurulması, gayrimüslimlerin de askere alınması, “gayrimeşru çocuk” kavramının terk edilmesi, kadınlar lehine yasal değişiklikler yapılması yönünde ve daha birçok konuda etkili Meclis konuşmalarıyla tanındı. Genellikle İttihat ve Terakki ile aynı paralelde oy kullandı.

1915’te Erzurum mebusu Vartkes Seregülyan’la birlikte tutuklanıp Konya’ya, ardından Adana ve Halep’e gönderildi. Zohrab’dan alınan en son haber, karısına yazdığı 15 Temmuz 1915 tarihli mektuptu. Halep’ten Diyarbakır Harp Divanı’na sevk edilirken yolda çete başı Çerkez Ahmet ve Nazım tarafından öldürüldü.

Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.