Osmanlı’dan Türkiye’ye beş Ermeni feminist yazarın hayat hikayelerini derleyen genç isimlerin hazırladığı kitap Türkiye’de Ermeni kadınının duruşuna farklı bir açıdan bakıyor.
Bir kadın olarak yüklendiğim sorumlulukların altında ezilirken, bunun karşılığında bana verilen haklar yok denecek kadar azdı. Feminizmin “bir adalet feryadı” olduğuna iyiden iyiye inanmıştım.
Hayganuş Mark
Aras Yayıncılık, Osmanlı ve Türkiye Ermeni toplumunun beş öncü kadın yazarına bir nevi saygı ifadesi olarak, eserlerinden örnekler ve haklarında kaleme alınmış incelemelerden oluşan ‘Bir Adalet Feryadı’nı yayımladı. Lerna Ekmekçioğlu ve Melissa Bilal tarafından seçilen metinlerden oluşan kitapta ele alınan İstanbul doğumlu beş Ermeni feminist yazar, Elbis Gesaratsyan, Sırpuhi Düsap, Zabel Asadur (Sibil), Zabel Yesayan ve Hayganuş Mark, yaşadıkları dönemde, kadın haklarıyla ilgili talepleri gündeme getirip, bu hakların elde edilmesi için dernekler, dergiler, gazeteler kuran, romanlar, öyküler, oyunlar, şiirler yazan öncü kişiliklerdi.
Elbis Gesaratsyan (1830–1911), 1862’de İstanbul’da, ilk Ermenice kadın dergisi olan Gitar’ı yayımladı. Yazılarında, cinsler arasındaki eşitsizliğin nedenlerini çözümledi ve toplumun ilerlemesi için kadının özgürleşmesi gerektiğini savundu.
Sırpuhi Düsap (1841 – 1901) romanlarında aşk, evlilik ve aileyle ilgili yenilikçi fikirleri ve kadınlar üzerindeki toplumsal baskıları dillendirdi. Eserleriyle geleneksel aile kurumuna zarar verdiği gerekçesiyle yoğun tepkiler aldı ancak hiçbir zaman yılmadı.
Zabel Asadur (1873–1934) önemli bir yazar, şair ve aktivistti. Kadınlar arasında örgütlü dayanışmayı savundu daha on yedi yaşındayken kurduğu kadın örgütüyle taşradaki kız çocuklarının eğitilmesi için çaba gösterdi öğretmenlik yaptı, ders kitapları hazırladı.
Zabel Yesayan (1878–1942) öykü, roman ve makalelerinde cinsler arasındaki toplumsal adaletsizliği dile getirdi. Toplumu çözümlemede sınıf kategorisinden yararlanmasının yanı sıra, savaş karşıtı tavrıyla dönemin aydınları arasında kendine özgün bir yer edindi.
Hayganuş Mark (1885–1966), 1919’da çıkarmaya başladığı Hay Gin (Ermeni Kadını) adlı kadın dergisini on dört yıl boyunca aralıksız yayımlayarak, Türkiye kadın hareketinde en uzun soluklu kadın dergisini çıkardı. Hay Gin, zamanla her türlü kadın sorununun dile getirildiği bir kürsüye dönüştü.
Kitapta yer alan Ermeniceden çeviri metinler, Gesaratsyan, Düsap, Asadur, Yesayan ve Mark’ın yeni bir dünya tahayyülleri adalet, eşitlik ve özgürlük fikirlerinin onlar için hangi anlamları taşıdığı bunları hangi yollarla elde etmeyi düşündükleri gibi sorulara kendi kalemlerinden verilen yanıtlar olarak değerlendirilebilir. Bu örnek metinler ve incelemeler aracılığıyla, yazarların Ermeni ve kadın kimlikleri üzerinden oluşturdukları siyasi duruşların yanı sıra, dönemin Osmanlıcılık, milliyetçilik, sosyalizm gibi toplumsal projelerine olan ilgilerine ve Müslüman / Türk kadınlarla olan ilişkilerine uzanan bir bakış açısı geliştirmek hedefleniyor.
Kitabın sonuna eklenen ve çeşitli kişi, kurum ve kavramlarla ilgili detaylı bilgiler içeren açıklamalar bölümü okurun ilgili metinlere ve döneme daha kolay nüfuz etmesini sağlarken, hazırlanan seçilmiş kaynakça daha derinlemesine okumalar için yol gösteriyor. Beş Ermeni feminist yazarın ve çağdaşlarının fotoğraflarından oluşturulan fotoğraf albümü ise kitabı görsel açıdan zengin bir kaynak haline getiriyor. 416 sayfadan oluşan Bir Adalet Feryadı’nı Rober Koptaş yayına hazırladı, kapak tasarımını ise Mehmet Sinan Niyazioğlu üstlendi.