Kalp Hizasından

Kalp Hizasından
Radikal Kitap
Bedia Ceylan Güzelce
11.03.2016

Karin Karakaşlı, İrtifa Kaybı’nda fark edilmeyen bir rüzgârın fırtınasına tutuluyor. Okurunu da bu eşsiz fırtınanın içine çekiyor.

 

Duvar yazılarına bakıp iç geçiren, nerede bir kalp acısa kendi evrenindeki güneşlerini patlatan bir şair Karin Karakaşlı. Yalnızca onun gördüğü ve şiirleriyle hepimizi görmeye davet ettiği bu zarif evrende yıllardır yol alıyor. Yazmaya üretmeye öğrenci yetiştirmeye yani var olmaya sonsuz tutkusu ile kitaplar yayımlıyor. Şiir kitabı İrtifa Kaybı’nda yukarılardayken birden irtifa kaybetmek zorunda kalmış ve dahası yeryüzü zebanilerince aşağı çekilmiş bir ruh halini anlatıyor. Modern hayata maruz kalmış her ruh gibi, hep bir şeyi özlüyor, bugünde olmayan ama geçmişte de bulunamayacak o şeyin izlerini şiirlerinde arıyoruz biz de.

İrtifa Kaybı, otuz dokuz şiirin buluştuğu bir kitap. Şiirlerin isimlerinden birkaç örnek vermeliyim; Fosforlu, Yan Masadan, Stratejik Konum, Ormanın Kalbi, Rüzgâr, Eserken, Kusurlu, Sağır Kedi… Okuruyla kalbinin hizasından konuşan bir kitap olmanın yanında, kentsel dönüşüm, şehre yabancılaşmak, adaletsizlik, güvensizlik, çocuk ölümleri, kimlik meselesi, zorunlulukların görev haline dönüşmesiyle birlikte un ufak olan gerçeklik algısı gibi güncel konuların da kapılarını aralıyor. Kitabın merkezinde bir rüzgâr var. Bu rüzgâr, kitap boyunca esiyor ve siz onun eseceğini hiç hissetmezken içiniz ürpermeye başlıyor. Şair, aşkı “en şefkatli kaza” olarak anlatırken, Nâzım Hikmet’in “Bence Sen de Şimdi Herkes Gibisin” şiirine birçok kere atıfta bulunuyor. “Acıyı bir veren dindirir, bir de zaman” diyor kimi yerde, “Ruhta buluştuğunla, dünya gözüyle ayrı düşmek” cümlesiyle bir çığlık atıyor adeta bir başka yerde. Çünkü Karakaşlı’nın da dediği gibi, “Lütfen dikkat beklenen felaket / kalbinize inmiştir.” Ya da er geç inecektir.

Bir röportajında şiiri şöyle tanımlıyor, “Her okuduğunda şiirin başka bir cümlesine takılırsın, çünkü aradan zaman geçer, ihtiyaçların farklılaşmıştır.” Şehirli insanın, şehirli gözüyle, şehirli kalbine söz geçiremediğini bir kez daha anlıyor insan onun şiirlerinde ve bu süper şehirli olmanın gözle göremeyeceğimiz ama kalp hizasından baktığımızda bizi paramparça edecek sonuçlarını gösteriyor. Rüzgârın, hayatlarımıza bir mucize gibi girmesiyle, hiç kimsenin istisnası olmadığını anlamasına kadarki zamanda kelimeler, anlamlarında dört vuruşluk sürelerde kalarak zihnimize yer ediyor. Önce naif zannettiğiniz, iptidai önlemler alarak okumaya başladığınız şiir, sayfa sayfa sizi kendi fırtınasına katıyor.

 

Kitaba ismini veren “İrtifa Kaybı” şiirinde ise, rüzgârın büyüklüğü iyice açığa çıkıyor, şairle birlikte üşümek bir seçenek ama insanı kendi tozuna dumanına katan cümleler arka arkaya geliyor: “Ama çağrışım, dağılan bir tespihtir, tek bir taneden başlarsın saçılmaya”, “Sahip olacaksan bir şeye geri kalanı engeldir”  ya da “Ama aşk da küçük ölümdür bazen. Kabul ederim anlamasam da” diyor. Ve bir süre boyunca tüm anlatılar bir irtifa kaybına bağlanıyor, “Nasıl olsa, hepsinin sonu hep aynı irtifa kaybı” ya da “Çünkü sen de artık herkes gibiydin/çünkü seninki de o aynı/ irtifa kaybı.”

 

Hatırlıyorum, Karin Karakaşlı, 2012 yılında Agos’un balkonundan yaptığı konuşmada, “İyelik eklerini kullanmak kolay değildir” demişti. Sizin şiirinize hizmet ettiği sürece iyelik eklerini daha da sevmekteyiz, biliniz. Son söz olarak, günümüz Türkçe şiiri içerisinde Karin Karakaşlı kendine özgü bir yer edinmiştir. Kuşaklar üstü, zamanlar üstü bir şiirle tanışmak için İrtifa Kaybı‘ndan başlayabilirsiniz okumaya. Muhakkak ki siz de göreceksiniz, Karakaşlı kalp hizamızdan sesleniyor ve çok kıymetli sözler ediyor bize.

 

Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.