Türkçe, tarih boyunca değişik alfabelerle yazılmış: Arapça, Farsça, Rumca, İbranice, Ermenice… Bunların içinde Ermenice alfabe, Türkçenin yazımında en yaygın olarak kullanılanlarından. “Ermeni Dervişi” Kevork Pamukciyan’ın çeşitli yerlerde yayımlanmış yazılarını bir araya getiren Ermeni Harfli Türkçe Metinler adlı kitap da Türkçeyi bu öteki “biçim”iyle gösteriyor bize.
Doğrusu endişelenmiyor değildik, birçok araştırmacımızın, yazarımızın başına gelen, Kevork Pamukciyan’ın da başına gelecek ve ömrünü vakfettiği araştırmaları sağda solda öylece kalacak diye. Elbette yazılan sağda solda kalsa da, yazılmıştır, arayan bulur. Ancak böyle titiz bir baskıyla, derli toplu bir araya gelmesi biz okuyucular için ayrı bir keyif. Ve tabii üstada, değerli halkbilim araştırmacısı M. Sabri Koz’un deyişiyle “Bir Ermeni Dervişi Kevork Pamukciyan’a göstermemiz gereken saygının tezahürü.
Aras Yayıncılık, Kevork Pamukciyan’ın İstanbul Yazıları’nın ardından Ermeni Harfli Türkçe Metinler’ini yayımladı. (Belirtildiğine göre “Ermeni Kaynaklarından Tarihe Katkılar” adlı dizide yayımlanacak iki kitap daha var, bekliyoruz.) İçerik konusunda yayınevi şöyle bir not düşmüş, aktarıyoruz: “Dört ciltlik bu çalışma, Kevork Pamukciyan’ın 1956’dan itibaren 28 süreli yayın ve kitapta yayımlanmış Türkçe makaleleri ile 1950’den itibaren üç ansiklopedide yayımlanmış 370 yazısını bir araya getirmekte. İki makalesi ise ilk kez burada yayımlanmaktadır.”
Türkçe, tarih boyunca değişik alfabelerle yazılmış bir dil. Elbet meraklısı için bir zorluk, ama öte yandan da bir zenginlik: Komşunun sizin dilinizi kendi alfabesiyle yazması hoş bir renklilik değil mi? Robert Koptaş kitabın ilk sayfalarında yer alan makalesinde Ermenilerin Türkçe yazması konusunda bize şu bilgileri veriyor: “Ermeni alfabesinin Türkçe metinlerin yazılmasında kullanılmasına 14. yüzyıldan itibaren yazma eserlerde, 18. yüzyıldan itibaren de basma eserlerde yaygın olarak rastlanır… Türkçenin Ermeni harfleriyle yazımı Türkçe konuşan, Ermeniceyi ya hiç bilmeyen ya da çok az bilen, Hıristiyanlık inancına bağlı Ermeni nüfusla yazı yoluyla iletişim kurmanın ve bu kitlenin aynı yolla kendini ifade etmesinin aracı olarak gelişmiştir.”
Yazar bu bilgilerden sonra ilginç bir noktanın altını çiziyor: “Ermeni harfli Türkçe, Ermeni kültürünü, koruma ve yabancılaşmaya karşı çabalarının ürünü olarak değerlendirilebileceği gibi, Ermenice bilmeyen, kendini Türkçe olarak ifade edebilen Ermeni nüfusun, Ermeni harfleri üzerinden kimlik aidiyetini sürdürerek kendisini yazıyla ifade etmesinin doğal sonucu olarak da kabul edilebilir. Ermeni harfli Türkçe yazma ve basma eserlerin yayılması, din, tarih ve edebiyat alanlarında geniş bir literatürün oluşması ve pek çok gazete ve derginin yayımlanması, bu temel üzerinde açıklanabilir.”
İşte değerli araştırmacı Kevork Pamukciyan böylesi bir alana girerek, bu toprakların insanlarının bir bölümünün söylediklerini bugünlere taşımış. Bu kitabı ilginç kılan yanlardan biri de, girişinde muhtelif Ermenice harflerle yazılmış Türkçe kitapların kapaklarının tıpkıbasımlarının yer alması. Telifler, tercümeler, yanık destanlardan, çocuk eğitimine kadar uzanan bir dizi kitap, çoğumuzun yabancı olduğu ya da bilmediğimiz bir alfabede kaleme alınmış. Birileri yazarsa öğreniyoruz işte…
Aydın hocam Turgut Kut, dizinin ilk kitabı olan İstanbul Yazıları’nın giriş bölümünde yayımlanan makalesinde Kevork Pamukciyan’ı tanıtırken şöyle demiş: “Ermeni dostlarım arasında hocam Kevork Bey’in ayrı bir yeri vardır.”
Hepsi bu.