202,50 ₺
Etiket Fiyatı: 270,00 ₺
Renkler Ülkesine Yolculuk adıyla derlediğimiz bu eser, 20. yüzyılın en büyük Rus yazar ve şairlerinden biri olan Osip Mandelştam’ın 1930’da eşi Nadejda Mandeştam’la birlikte Ermenistan’a yaptığı geziden sonra kaleme aldığı Ermenistan Yolculuğu nesrini, Ermenistan şiirlerini, eşinin bu geziye dair anılarını ve Mandelştam edebiyatını inceleyen iki makaleyi içeriyor. 1929’da, redaksiyonunu yaptığı çeviri bir eserin künyesinde “yanlışlıkla” kendi adı çevirmen olarak geçince intihal suçlamalarına ve özellikle basın tarafından yürütülen, sınırları edebiyat çevrelerini aşan şiddetli bir saldırı kampanyasına maruz kalan ve bunun üzerine Moskova’dan uzaklaşmak isteyen Mandelştam, Nikolay Buharin’in sağladığı himaye ile 1930’da Ermenistan’a gitti. Sovyet Ermenistanı ona kucak açmıştı, o burada kendini çevresindeki giderek daralan cendereden, nefes aldırmayan politikalardan azade hissetmişti. Yazar, bu derlemede yer alan metin ve şiirlerinde uzun süre gitme arzusuyla yanıp tutuştuğu ve onu yıllar sonra yeniden şiir yazmaya sevk eden bu toprakları yalnızca görüp etkilendiği coğrafya ve insanlar yoluyla değil, ona düşündürdükleri üzerinden de anlatıyor. Ermenistan’ı bir de, bu ülkeyi hayal etmekten vazgeçmeyen, onun diline, müziğine ve mimarisine hayran kalan ve günün birinde oraya mutlaka döneceği düşüncesiyle yaşayan büyük bir şairden okuyun.
Tamamen farklı bir soydan olan, saygı ve sempati duyduğun, yabancılara övdüğün bir insan topluluğuna kendini bırakmaktan daha öğretici ve daha neşeli bir şey olamaz. Ermenilerin hayat dolu halleri, kaba saba sevecenlikleri, onların asil emekçi kemikleri, metafizik olana karşı izah edilemez nefretleri ve gerçek şeylerin dünyasına harikulade aşinalıkları… Tüm bunlar bana şöyle diyordu: Zinde olacaksın, yaşadığın zamandan korkma, içten pazarlıklı olma.
Yorgunluk bilmeden sürekli faal olmakla ünlü, ancak istasyon saatine ya da resmi saate göre değil de Zvartnots yıkıntılarında gördüğüm bir taşa kazınmış tekerlek ya da gül şeklindeki güneş saatine göre yaşamakta olan bir halkın arasında bulunduğum için, değil mi?
Ötekini sevmek genellikle erdemlerimiz arasında sayılmaz. SSCB halkları okul çocukları gibi bir arada yaşamaktalar. Birbirlerini ancak okul sırasından ve büyük teneffüsten tanırlar, tebeşir ufalanıp durdukça.
1891’de Varşova’da doğdu. 1911 yılında Nikolay Gumilyov, Sergey Gorodetski ve Anna Ahmatova’yla birlikte Akmeizm akımının kurucuları arasında yer aldı. 1933’te, Stalin’i hicvettiği epigramı yüzünden tutuklandı. Tutuklanma ve sorgu süreci çok ağır geçti, ruhsal dengesini yitirdi ve sürgün yeri olan Çerdin’deki hastanede intihara teşebbüs etti. Bu olay üzerine daha elverişli koşulları olan Voronej’e sürgün edildi. 1937’de sürgünden döndü ancak 1938’de yeniden tutuklanarak beş yıl süreyle bir çalışma kampına gönderildi ve aynı yıl Vladivostok yakınlarında öldü. Hakkındaki suçlamalar Stalin’in ölümünden üç yıl sonra, 1956’da düşerken, itibarının tamamen iadesi 1987 yılını buldu. Mandelştam günümüzde en çok alıntılanan ve sevilen Rus şairlerden biri olarak kabul ediliyor.
Ahval Esra Yalazan 11.08.2018