1934’te, babasının değirmencilik yaptığı Tokat’ın Artova ilçesine bağlı Dodurga köyünde doğdu. Annesi Markırit ile babası Garabed, Sivas’ın Tavra köyündendi. 1941’de ilkokula başladı. İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği bütün sıkıntıları teninde duymasına rağmen başarılı bir öğrenciliği oldu. 1941’de babası, amcası ve ağbisi Yirmi Sınıf İhtiyat Askerliği’ne alınınca ailenin ekonomik durumu sarsıldı. Sekiz yaşından itibaren yaz aylarında kuyumcu çıraklığı yaptı. Ailenin geçim kaynağı olan değirmen kapanınca ortaokulu okuyamadı. 1946’da “belki orada okula gidebilirim” umuduyla tek başına İstanbul’a, amcasının yanına göçtü. Kuyumcu çıraklığına Kapalıçarşı’da devam etti, okuma hayalleri de orada suya düştü. Çarşı geleneğini takip edip çıraklıktan kalfalığa yükseldi. Sivas’taki askerliğinden döndüğünde, Arjantin’e göçen ustaları Balyan kardeşler dükkânı ona bıraktılar, böylece genç yaşta kendi atölyesini çekip çevirmeye başladı. Ailesini de İstanbul’a getirdi. Korolarda şarkı söylemeye, amatör tiyatro gruplarıyla sahneye çıkmaya başladı, edebiyata ve klasik müziğe merak sardı. Dikran Çuhacıyan’ın ünlü Leblebici Horhor Ağaoperetinde, Hagop Baronyan’ın Medzabadiv Muratsganner (Haşmetlu Dilenciler) oyununda oynadı. Şişli Spor Kulübü’nde sporculuk yaptı, öğrenciler yetiştirdi. 1963’te öğretmen Ağavni Kaplanyan’la evlendi. Talar adında bir kızları, Sayat adında bir oğulları oldu. Ellili yaşlarına geldiğinde, hep özlemini duyduğu memleketi Tokat hakkında yazmaya başladı. Yazıları İstanbul’daki Ermenice Marmara gazetesinde yayımlandı. Unutulmaya yüz tutmuş 1940’lar Tokat’ının, ayrıntılarla bezeli, canlı, renkli resimlerini çizdiği yazıları diasporada da ilgi gördü; ABD ve Fransa’daki gazetelerde, antolojilerde yayımlandı, radyolarda okundu. 1997’de ailesiyle birlikte Kanada’nın Toronto şehrine göçtü. 2016’da hayatını orada, çok sevdiği Tokat’tan binlerce kilometre uzakta kaybetti.