Bu da Agop’un Hikâyesi

Bu da Agop’un Hikâyesi
Radikal Gazetesi
Zeynep Aksoy
07.10.2005

İkinci Dünya Savaşı’nın ister istemez Türkiye’ye de yansıyan yokluk yıllarında verimli bağlarla, meyva bahçeleriyle çevrili Tokat’ta büyüyen bir Ermeni çocuğu, Agop Arslanyan. Arslanyan’ın tanıklık kitabı Adım Agop Memleketim Tokat, 1915’te yaşananlardan sonra Anadolu’da kalan Ermeni köylülerin hayatlarına, acılarına ve eğlencelerine kişisel bir bakış açısından ışık tutan, naif ve akıcı bir dille yazılmış lezzetli bir kitap.

 

Arslanyan 1934’te babasının değirmencilik yaptığı Tokat’ın Dodurga köyünde doğar. Ailesi Sivas’ın tamamı Ermeni kazalarından Tavra’dandır. 1915 yılında pehlivanlardan oluşan bu sülaleden altmış beş aile tehcirde bir zorlukla karşılaşmadan Tokat’a getirilir. Çünkü Sivas’la Tokat arasındaki değirmenlerin çalıştırılması için usta değirmencilere ihtiyaç vardır.

 

Beş kardeşin en küçüğü Agop’un doğduğu bu ailede takma adı ‘deli’dir çünkü çok yaramaz, ele avuca sığmaz bir çocuktur. Çalışkan olmasına ve çok istemesine rağmen ilkokul bittikten sonra okula devam edemez. Sekiz yaşından itibaren yaz aylarında kuyumcu yanında çıraklık yapar. On iki yaşında okuma ısrarlarına dayanamayan ailesi onu İstanbul’a amcasının yanına yollar. Ama yine okuyamaz Agop, ona kötü davranan amcasıyla yengesinin evinde çile çekerek Kapalıçarşı’da kuyumcu çıraklığına devam eder. Taa ki hâline üzülen komşuları Sırpuhi Hala, onu amcagilinin zulmünden kurtarıp yanına alana dek…

 

Memleketini özleyince…
Ellili yaşlara geldiğinde hep özlemini duyduğu memleketi hakkında yazmaya başlayan Arslanyan’ın yazıları İstanbul’da Ermenice yayımlanan Marmara gazetesinde, diaspora gazete ve antolojilerinde yayımlanır. Arslanyan 1997’de ailesiyle birlikte Kanada’nın Toronto kentine yerleşir. Hâlâ orada yaşıyor.

 

Arslanyan’ın kitabından 20. yüzyıl başlarında Tokat ve civarında yaklaşık yirmi beş bin Ermeni’nin yaşadığını öğreniyoruz. Onun doğduğu yıllarda ise sayıları bugünkü gibi neredeyse hiçe indirgenmemişse bile oldukça azalmış. İnançlı bir kadın olan annesi Markırit Hanım’ın dua edebileceği her şeyiyle ayakta duran bir kilise, resmi bir papaz bile yok Tokat ve civarında o yıllarda. Yedi kilisenin tümü yıkılmış. Agop annesiyle yıkıntılara gidiyor dua etmeye. Kimi zamanlar da, özellikle bayramlarda, evleri bir küçük kiliseye dönüşüyor.

 

Yüzyıl başlarından itibaren genellikle zanaat ve tarımla uğraşan Ermeni nüfusun bölgenin sosyal ve ticari hayatına ne kadar önemli katkıları olduğunu görüyoruz. Tokat’ta ilk hızarhaneyi kuran onlar, keresteleri ve kütükleri nehirden aşırmak için elektrikli nakliye sistemini getiren onlar. Hepsi yetenekli demirciler, kuyumcular, taş ustaları. Bölgede çeşitli farklı etnik gruplardan insanlarla, Çerkesler, Aleviler, Yahudiler Kürtler ve Türklerle iç içe yaşıyorlar. Agop Arslanyan’ın tanıklık ettiği 1930’ların ortalarından 1940’ların sonlarına uzanan dönem aslında Tokat Ermenilerinin son temsilcilerinin yaşantısı bir bakıma.

 

Kitapta, Agop’un büyüklerinden, komşularından dinlediği çok acı tehcir anıları var. Yollarda kaybolan, hastalanan, ölen, kaçırılan binlerce Ermeni. Kendisinin ve ailesinin yaşadığı ayrımcılık öyküleri var ölülerini gömerken ‘gevur’ diye onları taşlayan mühacir çocukları, yolda karşılarına çıkıp onları dövenler, annesinin dua ettiği yıkık kilise taşlarına tükürenler. Ama Arslanyan bunları anlatırken kin gütmüyor, suçlamıyor, hep bağışlayıcı, hep alttan alıyor. Yaşantılarının keyiflerini ve eğlencelerini daha çok ön plana çıkarmayı tercih ediyor. Hasat zamanının coşkusu, bağbozumu ve üzümün sapı dahil her şeyi kullanılarak yapılan şaraplar, pekmezler, envai çeşit yiyecek, ev yapımı rakıların, sazın ve sözün eşliğinde uzun piknikler, kışlık erzak hazırlamanın heyecanı…

 

Bu bilgi dolu, zevkle okunan kitaptan unun öğütülmesindeki ustalıktan bin bir çeşit yöreye özgü yemeğin ve içeceğin hazırlanmasına kadar birçok şey öğreniyoruz. Yer yer hüzünlü, yer yer eğlenceli ve komik, ama her satırıyla samimi ve gerçek bir kitap…

Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.