Anı-Roman, sever misiniz? Yazarın bu köşede daha öncelerde Gâvur Mahallesi (öykü) Söyle Margos Nerelisin? (öykü), Biletimiz İstanbul’a kesildi (öykü), kitaplarını tanıtmıştım siz kitap sevenlere.
Tespih Taneleri anılarını romanlaştırdiğı son kitabı, Ekim 2006-Ocak 2007 arası üç ayda ikinci baskıyı yaptı.
Önemi neydi? Neden çok okundu? Tespih, tanrının adını söylerken sayıları şaşırmamak için saptama boncuğudur. Abaküs, mishap, çörkü olarak da söylenir. Bazı dinlerde kutsal bir anlatımı vardır. Hayattan zevk alanların, hazcıların ellerinde oynadıkları sıkıntı uzaklaştırıcı boncuktur. Asyalıdır. Üretimine, hammaddesine dek özen gösterilir. Uyumlu çekilirse zevk alınan hükümlü yaşlı ve sıkıntılı insanların arkadaşıdır. Ansızın koparsa uğursuzluk sayılır, kaybolanı toparlayıp bir araya getirmek, yeniden uyumlu çekişi bulmak oldukça zordur. Çevreye sıçrayan tespih tanelerini bulmak, yerli yerine koymak, yeniden uyumlu akışı sağlamak kolay mı? Taneler yiter gider yeri dolmaz.
Toplumsal yaşamda da böyledir. Sevdiklerimiz, akrabalarımız, komşularımız koparılan tespihlerle darmadağın edilirse özlem, acı daha da yürek parçalayıcıdır.
Özlemin öykücüsü, romancısıdır Margosyan. Anılarımızın diplerine çökmüş bir yaprağın yok olmadan önce çıkardıkları küflü kokunun, geniz yakan soluğun anlatıcısıdır. Anlattıklarını da laf olsun diye anlatmaz. Okuyan tespih tanesinin acısını duysun, boşalan yerinin doldurulamazlığını anlasın, kent kültürü ne demekse öğrensin diye anlatır. Esnafı, zanaatkârı, okumuşu, okumamışı, dili, türküsü ile kent insanlarının kurduğu sıcak ilişkileri, dostluk ve dayanışma duygularının önemini, kent kültürünün oluşmasını ve aktarılmasını, kültürlerin içselleşmesini duyumsatır sizlere.
Güzün dökülen yaprağın renginden, rüzgârda savrulmasından, yağmurda ıslanıp bir çukurda çürümesinden duygulanmasını bilenlere anlatacak çok dalgalanımlarla dolu kitap. Yoksul insanların “okuma-adam olma” kapısını zorlamasının destanıdır aynı zamanda. Yatılı okuyanların, yurtlarda büyüyenlerin yurt sevgisini, emek sevgisini- insanlara gönül borcunun öneminin yüceliğini böyle kitaplarla anlayabiliyor insanlar.
Niye Diyarbakır?
Diyarbakır, Asya’nın, Afrika’nın, Önasya’nın, Uzakdoğu’nun Akdeniz ülkelerinin kesişim noktası olduğu için, tüm yolların insan akışının, kültür akışının burgaçlarla harmanlanıp yeni yolculuklara yollandığı için Diyarbakır. Bölgedeki bütün kentlerin, geçmişinin geleceğiniz özetini taşıdiğı için Diyarbakır.
Kitap aynı zamanda, ikinci paylaşım savaşı ardından 6–7 Eylül olaylarına kadar sürede insanların kurduğu güzelliklerin, dayanışmanın da destanıdır. Konusunda, Diyarbakır kültürünü anlatan önemli belgesellerden ikinci koldur. Folklorik değerlerinde tanıtıldığı kitapta adları, anıları, yaşam felsefesini duyuyorsunuz. Bölgenin keşfedilmesi için bir kapı aralıyor. İnsan bazen merak ediyor “Ben nereliyim? Kimim? Farkımız ne?” diye. Aslında bir farkımız da yok. Bizleri sömüren aynı.
Tespihler koparılmasa taneler uyum içinde tıkır tıkır bir yandan bir yana akışıp duracak. Ama tespih koparıcıların keseleri boş kalacak, örfü sarsılacak.
Anılardan geriye doğru yolculuğa çıkın, nice güzelliklerimizi, kardeşliklerimizi darmadağın ettiklerini göreceksiniz.