İlk duyduğumuz andaki lanet, öfke, şok ama bir yandan da kudurtan o aslında şaşırmama hali mi daha fena, yoksa konuştukça, dinledikçe, okudukça artan keder ve çaresizlik mi? Kararı zor.
Sokakta öyle yatarken, ayaklarının görüntüsünün gırtlağımıza yerleştirdiği ceviz, yazısındaki ‘güvercin’ metaforunun burnumuzun ucundan genzimize yaydığı sızı mı daha yoğun?