140,00 ₺
Etiket Fiyatı: 280,00 ₺
Eşrafını ve eşhasını şehrin kimliğinden söküp atarsanız, geriye sadece hüzün mekânları kalır. Şeyhmus Diken hüzünkâr mekânların yitik sahiplerini arıyor…
Aras Yayıncılık, Diyarbakırlı yazar Şeyhmus Diken’in Gittiler İşte adlı denemelerini yayınladı. Bazısı çeşitli yayın organlarında evvelce yayınlanmış, bazısı ise okurla ilk defa buluşan otuz metin, usta kalemin havsalasındaki Diyarbekir’i; Ermenisi, Kürdü, Süryanisiyle, insanları, sokakları ve sesleriyle kadim Amed’i, Dikranagerd’i, DikranAmed’i anlatıyor.
Halen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı olarak görev yapan, kent kültürü, kimlik, yerel tarih gibi alanlara özel ilgi duyan, aktif sivil toplumcu Şeyhmus Diken, Gittiler İşte’de okuyucuyu hüzünlü, sitemli fakat bir o kadar umut veren bir yolculuğa çıkarıyor.
Attığı her yeni başlıkta, birlikte yaşamanın, birbirine karışmanın, kendi dilini, kendi tadını oluşturmanın rüyasını özleyen, Diyarbekir’in dar küçelerini geride bırakmış ciranolarını, kirivlerini, “komşularını, kirvelerini” bir daha görmemecesine göçüp gitmiş yemenici Şişko Agop’ları, puşici Kekê Yako’ları, Sami Hazinses’leri, Naum Faik Palak’ları ve daha nicelerini, bir kalemkâr edasıyla ince ince işliyor. Farklı zamanlarda yazılmış şarkılar, çekilmiş fotoğraflar, çıkılmış yolculuklar, bugünden geçmişe uzanan bir köprünün taşları gibi, usta bir işçilikle yan yana diziliyor. Ve kimi yerleri yıkılmış bu köprünün bekçiliğine soyunan Şeyhmus Diken, yıllar sonra çıkagelenlere, evinin yolunu arayanlara, kelam dinlemeye gönlü olanlara, gücü yetenlere yol gösteriyor…
İstanbul’a tedavi için gitmeden önce, kilisenin avlusundaki müştemilat bölümünde bir başına ve yapayalnız anılarıyla yaşayan son Ermeni Anto Dayı ipten kuşağıyla beline bağlı şalvarının cebinde taşırdı damı çökmüş kilisenin kapısının Miteloğlu anahtarından kilidini. Bir ritüel gibiydi kapının kilidini açışı. Gidip gelen hafızasıyla sürekli yinelerdi:
“Gittiler işte, hepsi gitti, bir tek ben kaldım geriye. Sahibi de, bekçisi de benim bu kilisenin.”
Bu satırları okuduğunuzda bir 24 Nisan tarihine daha “Rojbaş” ya da “Parev” diyeceksiniz. O kadar cesur değilseniz eğer kısacık bir “Merhaba” da yeter. Neredeyse bir asır evvel adına Anadolu ve Mezopotamya denilen topraklardan toplu kıtale uğramış bir doğu kavminin acılarını bir kez daha yüreğinizde, ruhunuzda, benliğinizde anacaksınız. Hiç tereddüdünüz olmasın, eğer Kürtler de Hıristiyan olsaydı o tekçi mantığın dayatması gereği aynı sonu paylaşacaklardı. Değillerdi. Dolayısıyla sabah kahvaltısı olmaktan kurtuldular. Ama “ciran”ları, “kirîv”leri olan Ermeniler kurtulamadı. Şimdi birileri siyaseten Kürdü de kimliksizleştirerek benzer akıbete kurban etmek niyetinde. Şükür ki Kürt sadece kendi için değil, kendisini kişiliksizleştirip, kimliksizleştirmeye yeltenen muktedirlere inat, Ermeni’sine de, Süryani’sine de, bütün Kürt coğrafyasındaki halklara özgürlük ve demokrasi istiyor. Benim çabam senin içindir de kirve, diyor…
1954 yılında, Diyarbakır'da doğdu; ilk, orta ve lise eğitimini orada tamamladı. 1978'de Ankara Ünivaersitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset ve İdari Bilimler Bölümü'nden mezun oldu. İçişleri Bakanlığı bünyesindeki mülki amirlik memuriyeti 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile son buldu. Halen yaşamını Diyarbakır'da, Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı olarak sürdürmektedir.
Türkiye Yazarlar Sendikası ile Kürt Yazarlar Derneği üyesi ve Uluslararası PEN Yazarlar Örgütü Türkiye Merkezi'nin Diyarbakır Temsilcisi'dir. "Günün Doğusu" köşesi ile BirGün gazetesinde, ayrıca www.bianet.org sitesinde yazmaktadır.
Aras Yayıncılık'tan çıkan Gittiler İşte, 1997'de Kürdilihicazkâr Metinler'le okur karşısına çıkan yazarın onüçüncü kitabıdır. Taşlar Şahit, Zevalsiz Ömrün Sürgünü Mehmed Uzun, Türkiye'de Sivil Hayat ve Demokrasi, Bir Kürdün AKP Okumaları, Türkçe kaleme aldığı eserlerinden bazılarıdır.
Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir: Diyarbakır (İstanbul, 2006) adlı eseri Kürtçeye (Diyarbakır, 2006) ve Fransızcaya (Paris, 2010), İsyan Sürgünleri (İstanbul, 2005) ise Kürtçeye (2007) çevrilmiştir.
BİA Haber Merkezi Şeyhmus Diken 12.05.2012