140,00 ₺
Etiket Fiyatı: 280,00 ₺
Sanatçı ve yazar Pete Najarian’ın 1986’da yayımlanan üçüncü romanı Daughters of Memory’nin Türkçe çevirisi, Belleğin Kızları başlığıyla Aras Yayıncılık’tan çıktı. Yunan mitolojisindeki Bellek Tanrıçası Mnemosyne’nin Zeus’tan olan kızları Musalara yani ilham perilerine atıfla romanına bu başlığı veren Najarian, başkarakteri Zeke ve Yunan tragedyasındaki koro misali bir işlev gören yaşlı kadınlar korosu aracılığıyla geçmişin izini sürüyor ve dünü bugüne, Anadolu’da başlayan ailesinin hikâyesini Amerika’ya bağlıyor. Çocuk yaşından itibaren gözlerinin önünden gitmeyen ve farklı zamanlar ve farklı mekânlarda farklı görünümlerle karşısına çıkan bir kadın figürü, ressam Zeke’nin zihninde, çölde ölen anneannesiyle, annesinin bile yüzünü hatırlamadığı o kadınla üst üste biniyor. Sanat tarihinin kadın figürleri, rüyalarındaki kadınlar, âşık olduğu kadınlar, annesi, anneannesi, hepsi, Zeke’nin arayışına eşlik ediyor. Najarian, Belleğin Kızlarını çarpıcı bir kurguyla kaleme almış. Neredeyse her satırına cinsel enerjinin sindiği bu anlatı, okuru hafızanın ve unutuşun, geçmişin ve şimdinin, rüyanın ve gerçeğin, cinselliğin, şiddetin ve sanatın dehlizlerine çekiyor.
Şehrin bir zamanlar en zengin yeri olan Ermeni mahallesinde, dağların pastoral çoban kızı, pis bir ara sokakta kendini satan frengili bir Kürt kızına dönüşmüştü, zayıf ve kuru yüzü uzun zaman önceki bir gettonun yeniden canlanmış hali gibiydi.
Kaldırımların ötesinde, geçmişten ve gelecekten bir görüntü gibi dikiliyordu, mahzun gözleri ölü bir babanın eski fotoğraflarını yansıtıyordu. Burası babanın doğduğu kadim şehirdi, çarıkları ve şalvarıyla, yanında duran koca bıyıklı ağabeyleri ve elini tutan uzun saçlı kız kardeşiyle poz veren o küçük oğlanın doğduğu yer.
Bunlar, babasının arkadaşlarıyla çelik çomak oynadığı eşek yollarıydı. Bunlar pazar günleri ziyafet verilen, akşamları müzikle dolan evlerdi. Bunlar kaçmayanların kapı eşikleriydi, kemikleri aşağıdaki Dicle’nin kumuna dönüşmüştü.
Adanalı bir anne ve Diyarbakırlı bir babanın çocuğu olarak 1940’ta New York yakınlarındaki Union City’de doğdu. Rutgers Üniversitesi’nde İngiliz dili ve edebiyatı okudu, San Francisco Üniversite’nde yaratıcı yazarlık yüksek lisansı yaptı. Çeşitli üniversitelerde ders verdi. Öykü, şiir ve denemeleri dergi ve antolojilerde yayımlandı. İlk romanı Voyages 1971’de basıldı (Türkçe basımı: Son Ermeni, Ece Eroğlu çevirisiyle, Aras, 2004). Bu kitapta, kimliğinin ve kaybettiği babasının izlerini ararken Anadolu göçmeni ailesinin geçmişiyle hesaplaşan, içindeki huzursuzluğun ve Amerika’ya karşı hissettiği yabancılığın nedenlerini bulmaya çalışan bir Ermeni gencinin isyanını dile getirdi. Bu ilk romanıyla edebiyat çevrelerinden olumlu tepkiler aldı. 1978’de yayımladığı Wash Me On Home, Mama’da aile, aidiyet ve kimlik kavramları üzerinde durdu. 1986’da yayımlanan Daughters of Memory’de ise kadın figürleri aracılığıyla geçmişinin izlerini sürdü ve simgesel bir kadın korosuyla dünü bugüne, ailesinin macerasını Amerika’daki yaşantıya bağladı. Najarian’ın anı ve denemelerden oluşan kitabı The Great American Loneliness (Büyük Amerikan Yalnızlığı) ise 1999’da yayımlandı. Eski kitaplarında Peter ismini kullanan Najarian, son üçlemesiyle birlikte (The Artist and His Mother, The Paintings of Art Pinajian, The Naked and The Nude) Pete ismini kullanmaya başladı. Halen, günlerini edebiyat ve resimle uğraşarak geçirdiği Kaliforniya’da yaşıyor.
K24 Behçet Çelik 18.10.2018