217,50 ₺
Etiket Fiyatı: 290,00 ₺
Yeniyetme Sur’un, ailesi ve kız arkadaşı Norma’yla ilişkisini merkeze alarak 1950’ler Türkiyesinin röntgenini çeken keskin bir toplumsal eleştiri romanı Meteliksiz Âşıklar. Lise son sınıf öğrencisi Sur’un, başta anne ve babası, sonra İstanbul Ermeni toplumu ve nihayet çevresindeki her şeye karşı isyan duygusuyla dolmasına yol açan çelişkileri ve çatışmaları gözler önüne sererken, havada adeta asılı duran gerginliklere dikkat çeken Zaven Biberyan, 6-7 Eylül sonrası ve 27 Mayıs askeri darbesi öncesinde Türkiye toplumunun sinir uçlarında dolanıyor adeta. Yıllar yılı çabalayarak Ermeni cemaati içinde nihayet bir mevki sahibi olan taşra kökenli babası ve İstanbullu annesi, onların değerler dünyası, tutuculukları ve burjuva yaşam tarzları karşısında derin bir tiksinti duyan, kız arkadaşının kendisinden yaşça büyük ve üstelik çalışan bir kadın olması nedeniyle ailesinin baskısıyla karşılaşan Sur, gençlere özgü güven bunalımları ve erkeklik halleriyle çevresine ördüğü duvarın içinde, giderek yoğunlaşan bir öfke sarmalı içinde kavruluyor. Bugün artık tarih olmuş bir İstanbul’un arka planda salındığı Meteliksiz Âşıklar, kâh Adalar, kâh Eminönü, kâh Şişli sokaklarını adımlarken, bir ailenin hikâyesi etrafında geçmişten geleceğe devredilen travmaların sürekli sızlayan izlerine odaklanıyor. Adı artık 20. yüzyılın en önemli Ermeni yazarlarından biri olarak kabul edilen ve Türkçeye de çevrilen eserleriyle sadık bir okur kitlesine sahip olan Zaven Biberyan’ın bu çarpıcı romanı, ülkemizde ‘Edebiyat ve Felaket’ kitabıyla tanınan filozof Marc Nichanian’ın sunuşuyla yayımlanıyor.
Denizden çıktıklarında Norma yalanmaya ve dilini şapırdatmaya başladı.
“Şimdi bana muhteşem bir ziyafet ısmarlayacaksın.”
Sur zoraki güldü. Plajda yer bulamayınca, açıktan denize girerek iki buçuk lira kârda olduğunu hesaplamıştı.
“Ismarlayayım. Nerede?”
“Ben nereyi istersem orada…”
Sur hızlıca hesap yaptı. Ne yerlerse yesinler parası yeterdi. Norma yengeç isteyecek değildi ya. Zaten Dil Burnu’ndaki kahvelerde yengeç bulunmazdı. Olsa olsa makbul bir balık
isterdi. En pahalısı beş lira, iki kişi on lira.
Norma kıkırdayarak plaj yoluna girdi. Birkaç sıçrayışta, plaj girişinin karşısındaki evin bahçesine vardı.
“Mısır var mı? Mısır var mı?” diye sordu nefes nefese.
Sonra Sur’a döndü, “Varmış, bitmemiş,” diye bağırdı.
Sevinçten deliye dönmüştü.
Sur önce şaşırıp kaldı. Sonra bir kahkaha patlattı.
“Niye alay ediyorsun? Mısır için deli olurum, ayıp mı?”
“Demek ziyafet dediğin buydu.”
“Ne olsaydı, Façyo’ya gidip yengeç mi yeseydik? İki meteliksiz âşık bir gün gezmeye gitmişler…”
“Yolda kalıp açlıktan ölmüşler…” diye tamamladı Sur.
1921'de İstanbul Çengelköy'de doğdu. Kadıköy Aramyan-Uncuyan ve Dibar Gırtaran (Sultanyan) Ermeni ilkokulları, Saint Joseph Lisesi ve İstanbul Ticari İlimler Akademisi'nde öğrenim gördü. 1941'de Yirmi Sınıf (Kura) asker toplanırken, o da askere alındı ve Nafıa hizmetine verildi. Üç buçuk yıl süren askerlik dönüşü Jamanak gazetesinde yayınlanan "Krisdoneutyan Vağhcanı" [Hıristiyanlığın Sonu] adlı yazı dizisi büyük gürültü kopardı, dizinin yayını durduruldu. Nor Lur [Yeni Haber] ve Nor Or[Yeni Gün] gazetelerinde, daha sonra da Jamanak gazetesi yayın kurulunda görev aldı. Sosyalist düşüncelerinden dolayı gelen baskılar sonucu gazeteden ayrılmak zorunda kaldı. 1946'da kovuşturmaya uğrayıp hapis yatan, daha sonra bulduğu işlerden de baskılar sonucu ayrılmak zorunda kalan Biberyan, sonunda ülkeyi terk etmeye karar verip 1949'da Beyrut'a gitti. Orada gazetecilik mesleğini, Ermenice yayınlanan Zartonk [Uyanış] ve Ararat'ın yazı işlerinde görev alarak sürdürdü Siyasi durumun iyileştiğini düşünerek, yaşamını güç koşullarda sürdürdüğü Beyrut'tan ayrılıp 1953'te İstanbul'a döndü. 1964'te yayınlamaya başladığı Nor Tar [Yeni Yüzyıl] adlı siyasi ve edebi dergi maddi sıkıntılar nedeniyle kapandı. 1960'lı yılların sonunda Meydan Larousse Büyük Lügat ve Ansiklopedi'nin redaksiyon kurulunda yer aldı. Türkiye İşçi Partisi'nden 1965 genel seçimlerinde İstanbul milletvekili adayı oldu ancak milletvekili seçilemedi.1968 yerel seçimlerinde ise aynı partiden İstanbul Belediye Meclisi üyeliğine seçildi ve meclis başkan yardımcılığı yaptı. Ülser hastalığına yakalanan Biberyan 4 Ekim 1984'te yaşama veda etti ve Şişli Ermeni Mezarlığı aydınlar bölümüne gömüldü. 1970'te Jamanak gazetesinde tefrika edilen, ölümünden birkaç hafta önce ise kitap olarak yayınlanan romanı Mırçünneru verçaluysı [Karıncaların Günbatımı] onun başyapıtı sayılır. Bu kitap Türkçeye Babam Aşkale'ye Gitmedi (1998’de) çevrilmiş, diğer romanlarından Lıgırdadzı, Yalnızlar (2000’de), Angudi siraharner ise Meteliksiz Âşıklar (2017’de) adıyla yayımlanmıştır.
Avlaremoz Ekin Kurtdarcan 04.10.2023
Yeni Yaşam Gazetesi Ercan Kaplan 24.05.2020
Edebiyat Haber Can Öktemer 28.02.2020
Gazete Karınca Elend Aydın 04.01.2018
Birgün Bülent Usta 20.12.2017
CNN Türk Serdar Korucu 30.06.2017
Hürriyet Kitap Sanat A. Ömer Türkeş 29.06.2017
Cumhuriyet Kitap Metin Celâl 22.06.2017