135,00 ₺
Etiket Fiyatı: 270,00 ₺
Yazarın, 2003 yılında yayımlanan ikinci romanı Ekmek ve Ateş Düşleri, Ani Silver adındaki yarı Ermeni yarı Yahudi olan Amerikalı bir üniversite öğrencisinin bir değişim programıyla Paris’te geçirdiği bir yılı anlatıyor. Hikâye her ne kadar 1982-83 yıllarında geçse de, anlatı geçmişe sık sık dönerek, bizi Ani’nin sorunlarının köklerine götürüyor. Ani’nin Yahudi olan babasının ölümüyle, Yahudilikle herhangi bir bağı kalmaz ve de küçük yaşta annesiyle beraber ninesi ve dedesinin, bir Ermeni kasabası olarak tarif edilebilecek Watertown’daki evine yerleşir. Bu ev, bir Amerikalıya göre aşırı muhafazakar sayılabilecek kurallarla doludur, zira Ani’nin ninesi ve dedesi 1915’ten sonra ABD’ye göçmüş iki Anadoluludur. Ayrıca evin üzerine eski memlekete dair konuşulması yasak mevzular da çökünce, Ani için Ermenilik reddedilen bir kimliğe dönüşür. Ancak yapayalnız geçen Noel arifesinde, Paris sokaklarında karşısına çıkan eski bir dost, reddettiği kimliğini ve bir parçası olmaya çalıştığı toplumsal üst sınıfı sorgulamasının ve geçmişi kurcalamasının önünü açar.
Ekmek ve Ateş Düşleri, üst sınıf bir Amerikalı olmaya çalışırken rastlantılar sonucu hayatı değişen genç bir kızın aşk acısı, kimlik bunalımı, aile ilişkileri ve depresyon gibi sorunlarına çoğu zaman mizah dolu bir bakışla yaklaşan çok güçlü bir roman.
“Sanırım yirmili yaşlarımız boyunca korkunç acı çekeceğiz ve otuzlarımızda da sıkıcı bir rehavete kapılacağız.”
“Depresyonda mısın?”
“Depresyondaymış gibi mi görünüyorum?”
“Yani, aylardır kimseyle sevişmedin. Tamamen işe güce gömüldün. Gözünün altında kocaman mor halkalar var.”
Bu an Ani’ye, kendisini bu yükten kurtarmak, Van Arda-vanyan’la olan başarısız aşkının üzücü hikâyesini anlatmak için doğru anmış gibi geldi ama Elena’nın antropolojik merakının yakıcı aydınlığına dayanamazdı. Daha da önemlisi, sessiz kalacağına söz vermişti.
“Sana da kampüste herkes siyah giyiyormuş gibi geliyor mu? Sanki topluca bir cenazeye gidiliyor gibi,” dedi Ani.
“Siyah, şu an moda,” diye karşılık verdi Elena. Üzerinde siyah kot pantolon ve siyah bir kazak vardı.
“İyi de bu neyin modası? Arkasında ne var? Yas tutan bir neslin modası bence bu.”
“Neyin yasını?”
“Ah, bilmiyorum. Gezegenin sonu. Nükleer savaş tehdidi. Aşkın ölümü.”
“Sen depresyondasın,” dedi Elena trenden inerken.
New York’ta yaşayan yazar ve activist Nancy Kricorian, Massachusetts eyaletinin Watertown kentinde, Ermeni toplumunun içinde büyüdü. Ailesi 1915’ten önce Adana ve Mersin’de yaşıyordu. İlk romanı Zabelle 1998’de, son romanı All The Light There Was 2013’te basıldı.
Gazete Duvar Vecdi Erbay 25.10.2018
İleri Haber İleri Haber 07.01.2018