145,00 ₺
Etiket Fiyatı: 290,00 ₺
Türkçede ilk kez yayımlanan Amerikalı çok satan yazar Chris Bohjalian’ın Kumdan Kale Kızları romanı, bizleri Bedrosyan ailesinin Anadolu’dan Halep’e, oradan da Amerika’ya uzanan sürükleyici hikâyesine davet ediyor. Genç yazar Laura Bedrosyan, New York’un bir banliyösünde ve Miami’de geçen çocukluğunu, evdeki Şark halılarını, etrafta kullanılmadan yatan nargile marpuçlarını ve çözemediği bir dilde yazılmış kitapları anımsarken, dedesi Armen’in ölümünün ardından anlatılmaya başlayan hikâyelerle kendini, uzun süredir hakkında yazmayı deneyip başarısız olduğu bir olaya dönerken bulur. Aile içindeki sessizlikler, sırlar ve beklemediği zamanlarda üzerlerine çöken o açıklanamayan hüzün, “her Ermeni hikâyesi gibi” Laura’yı da 1915’e, Halep’e götürür. Dik başlı genç misyoner Elizabeth’in, tehcir sırasında eşi ve kızından ayrı düşmüş Armen’in, sessiz ve küçük yetim Hatun’un, onu korumaya kararlı Nıvart’ın ve soykırımın gerçeklerini büyük bir cesaretle fotoğraflamaya kararlı Alman mühendisler Helmut ve Eric’in Halep’te kesişen hayatlarına çekilirken, yıkımın, yeniden inşanın, cesaretin, iyiliğin ve adalet arayışının en kıymetli örnekleriyle karşılaşır. Laura, soykırımın mirasıyla, dede ve ninesinin hikâyesinin kendi Amerikalı Ermeni kimliği üzerindeki izleriyle hem bir insan hem de bir yazar olarak hesaplaşır. Chris Bohjalian, farklı kuşakların anlatılarını birbirine örerek tarihsel travmaların hiçbir zaman kaybolmadığını, geçmişimizin bugünümüzde yaşamaya devam ettiğini gözler önüne seriyor.
Adım “Sizler” değil, ama başka gezegenden bir uzaylı, yıllardır yabancılarla girdiğim diyalogları anlamlandırmaya çalışsa öyle olduğunu sanabilir. (Buna kızmıyorum, yalnızca komik geliyor.) Çocukken de genç bir kadınken de ne zaman yeni biriyle tanışsam, soyadım Bedrosyan olduğu ve “yan”la bittiği için Ermeni olduğumu hemen anlarlardı. Sonra da istisnasız her seferinde şöyle derlerdi: “Sizler çok iyisiniz. Bir keresinde, New Jersey, Ridgewood’da yaşayan Ermeni bir aileyle tanışmıştım. Çok zenginlerdi.” Ya da “Sizler çok çalışkansınız. Her zaman çok çalışıp paranızı kazanıyorsunuz. Illinois, Rockford’da yaşayan Ermeni bir aile tanımıştım. Çok zenginlerdi.” Ya da en sevdiğim, “Sizler sanata çok yatkınsınız. Massachusetts, Concord’da bir halı dükkânı var ve sanırım oradaki kilimlerin hepsini Ermeniler dokumuş.”
Bununla beraber kimse soyadı “Alvarez” olan biriyle tanıştığında lafa “Sizler,” diyerek başlamaz. Aynı şey “Svensson”lar ve “Yamada”lar için de geçerli.
Ama biz Ermeniler iyi bir imaja sahibiz. Tehditkâr olmadan egzotik, tehlikeli görünmeden yabancıyız. Evciliz, halı dokuyoruz.
1962’de New York’ta doğdu. Amherst College’den mezun olduktan sonra bir süre New York’ta bir reklam ajansında çalıştı. İlk romanı A Killing in the Real World 1988’de yayımlandı. Romanları Past The Bleachers (1992), Midwives (1997), Secrets of Eden (2010) ve The Flight Attendant (2018) sinema ve televizyona uyarlandı. Pek çok kitabı uzun süre çok satanlar listelerinde yer aldı, eserleri otuz beş dile çevrildi. Son romanı The Red Lotus, Mart 2020’de yayımlandı. Romanlarının yanı sıra, tiyatro oyunları da kaleme alıyor. Bohjalian, Vermont’ta yaşıyor.
Bianet 28.01.2021