288,00 ₺
Etiket Fiyatı: 360,00 ₺
20. yüzyılda Ermenice edebiyatın en çok ses getiren, en çok tartışma yaratan romanlarından biri Türkçede. İlk kez 1929’da yayımlanan ve yazarı Şahan Şahnur’un başyapıtı olarak kabul edilen Sessiz Ricat, 1915 sonrasında yeni bir hayata tutunmaya çalışan, Felaket’in hem kurbanı hem tanığı olan kuşağın ıstıraplarına ayna tutuyor. 1920’lerde Paris’e savrulan Ermeni gençlerinden Bedros’un, Fransa’da kullandığı adıyla Pierre’in hikâyesine odaklanan roman, dil ve üsluptaki yenilik arayışı, anlatımı, hareketliliği, erotizmi ve duygusal yoğunluğuyla, nefes nefese okunuyor. Genç yaşta İstanbul’dan ayrılmak zorunda kalan ve geride bıraktığı hayatı adeta bilinç altına itmeye çalışan Bedros-Pierre’in, âşık olduğu Fransız kadını Nenette’le olan ilişkisini olay örgüsünün merkezine oturtan Sessiz Ricat, geçmiş travmalarla yüzleşmeden yeni bir hayata adım atmanın imkânsızlığını vurgularken, Ermeni kimliğinin kaçınılmaz olarak çözülme yoluna girdiği Batı dünyasında karşı karşıya kaldığı açmazları da gözler önüne seriyor. Sessiz Ricat, bir kuşağın maruz kaldığı ağır darbeleri ele alışındaki çarpıcılıkla, sadece Ermenilerin kimlik sorunları üzerine düşündürmüyor, evrensel boyutta dertleri kurcalayan büyük bir edebiyat eseri halini alıyor. Yaklaşık doksan yıldır okunan ve insanları etkilemeye devam eden Sessiz Ricat, şimdi de Türkçesiyle okurlarını bekliyor.
“Susmamalıydım, çünkü kimse sessizliği bir şeylere yormaya bir inançsız kadar meyilli olamaz. Ben o tükenmiş inançsızdan desteğimi esirgedim, zira ne unutulması gerekeni unutabildim ne de hatırlanmaya değer olanı hatırlayabildim. Nenette artık benimdi, tümüyle, tüm varlığıyla benim esirimdi. Onu kaybetme korkum hiç kalmamıştı ve bu güvence ayaklarımı yerden keseceğine, beni iğrenç bir kayıtsızlığa itti. ‘Senden daha fazlasını istemeye hakkım olmadığını biliyorum.’ Ama neden? Neden Nenette? Benden daha fazlasını istemeye hakkın vardı. Sonuçta ben hercai değilim, bilinmez hislerin kurbanı da değilim; ne istediğimi biliyorum, o yolun ne anlama geldiğini… Sonuçta seni seviyorum ve yüreğim sana borçlu. Neden aşkımızı çevreleyen eften püften engellere karşı seninle birlikte mücadele etmedim? Alelade bir fani olduğum için mi, ot gibi yaşayan ve sıradışı bir tavır koymaktan âciz, zavallı, bayağı biriyim diye mi benden daha fazlasını istemeye hakkın yok? Bu kadar mı sıradan biriyim ben yani? Bu kadar alçak bir insanım. Ben… Ben…”
1903 İstanbul-Üsküdar doğumlu Şahan Şahnur, tıpkı Sessiz Ricat'ın kahramanı Bedros-Pierre gibi 1920'lerin başlarında Paris'e yerleşti. Genç yaşta kaleme aldığı eserlerle, diaspora koşullarında yeniden filiz verme arayışındaki Ermenice edebiyatın en önemli yazarlarından biri haline geldi. Özellikle Sessiz Ricat, olay örgüsü, anlatımı, Ermeni kimliğine yönelik özeleştirileri ve cesaretiyle büyük ilgi gördü. Aras'ın yayın programında yer alan ve bir öykü derlemesi olan ikinci kitabı Haraleznerun Tavacanutyunı 1933'te yayımlandı. 1930'lardan itibaren yirmi yılı aşkın bir süre hastalıklarla boğuşan ve bu dönemin çoğunu yatağa bağlı olarak geçiren Şahnur, yine de edebi çalışmalarını sürdürdü. Uzun bir süre Ermenice eser vermese de, Armen Lubin takma adıyla yazdığı Fransızca kitaplarla da büyük başarı kazandı, Max Jacob Ödülü gibi prestijli armağanlara layık görüldü (1952). 1950'li yıllarda, sağlığının da görece elvermesiyle Ermenice yazmaya yeniden başladı ve sanat, siyaset gibi konularda makaleler kaleme aldı, kitaplar yayımladı. 1974'te Paris'te hayatını kaybetti ve Pere Lachaise Mezarlığı'na gömüldü.
K24 Nazan Maksudyan 15.12.2016
Cumhuriyet Kitap Fatma Özkaya 04.11.2016
Gazete Duvar Süreyyya Evren 03.11.2016
Agos Gazetesi Sevan Değirmenciyan 31.10.2016
CNNTÜRK Serdar Korucu 22.10.2016
Agos Kirk Karin Karakaşlı 07.10.2016
Ermeni Haber Ajansı 04.10.2016
Agos Gazetesi Karin Karakaşlı 30.09.2016