Vatansız

Jean Kéhayan

Stokta yok
KategoriRoman
DiliTürkçe
Çevirmen

Mayda Saris

Özgün dili

Fransızca

Kapak tasarımı

Sayat Ayık

Baskı bilgileri

1. Baskı, Ekim 2005

Sayfa ve boyut

136 sayfa, 13x19,5 cm

ISBN

9789757265788

Açıklama

Anadolu kökenli göçmen bir anne-babanın çocuğu olarak Marsilya’da dünyaya gelen Jean Kéhayan, kendi ailesinin yaşam tecrübesinden yola çıkarak, göçmenlik, yersiz yurtsuzluk, aidiyet, kimlik gibi meselelere dair sorular soruyor bu otobiyografik romanda. Her ikisi de 1915 Tehciri sırasında ailelerini kaybetmiş olan anne Güldene ve Baba Setrak’ı Fransa’da buluşturan, eğer koşullar farklı olsaydı Anadolu’da bir çoban olarak yaşayabilecek yazarımızı da Fransa’da bir gazeteci yapan, hikmetinden sual olunmaz o alın yazısı, romanın belki de en önemli karakteri olarak çıkıyor okurun karşısına. Yazarı temsil eden Varujan karakteri sayfalar boyunca hep Don Kişot misali kaderin üzerinde yürüyor Fransa’yı, Marsilya’yı, Anadolu’yu, İstanbul’u, Türkiye’yi, Ermenistan’ı, Erivan’ı, hep kendi evi olan, ama kendini bir türlü tam olarak ait hissedemediği toprak parçaları olarak betimliyor. Varujan’ın dünyasına hâkim olan bu konar göçer ruh hali, modern bireyin şartlandırılmış olduğu pek çok değere, pek çok klişeye soran gözlerle bakmaya teşvik ediyor bizleri, gerçek özgürlüğün belki de ancak bu yolla ele geçirilebileceğini içimizde derinden derinden duyumsatarak…

Arka Kapak

Yaşamın vücudunu terk etmekte olduğunu hissettiği anda yanındaydım. Acılarına rağmen, onu, yolları altınla döşeli, tüm dertlerin dermanının bulunduğu gökyüzüne almaya hazırlanıp altın borazanlı melekleri görebiliyordu. Onu soymama, yıkayıp tıraş etmeme izin verdi. Tertemiz çarşaflar içinde tertemiz yatıyordu; bana öyle geldi ki, ruhunun doğruların edebi istirahatgâhına yükselmekte olduğunu hissetmenin tadını çıkarır gibiydi. Bir kadeh şarap istedi. Şarabı büyük bir hızla içerken, yüzünde acıların neden olduğunu tüm kırışıklar yok olmuştu sanki. Elimi tuttu: “Bu evde benim ağzımdan Türklere karşı nefret dolu tek bir söz duydun mu?” diye sordu; “Nefret asla iyilik doğurmaz, Hıristiyanlığa ait bir duygu da değildir. Her şeyi unut, Türkleri affet ki ben cennete gitmeyi hak ettiğime emin olayım.”

Gözlerini yumdu.

*

Yaşayan ölülerin, bir büyükannenin bağışlayıcı suç ortaklığını hiçbir zaman tatmayacak olan çocukların kaderinin ne olacağını düşünmeleri mümkün müydü? Dünyamız, kederli anlarında teselli bulabilecekleri büyükanne ve büyükbaba kucağına sahip olanlarla, bizim gibi elinde bakıp avunacak bir tek resim bile olmayanlar arasında ikiye ayrılmıştı. O sırada “onlar” kurşun askerlerle, Noel Baba’nın getirdiği trenlerle, bebeklerle ve bilyelerle oynarken, bizler fabrika artığı tahtadan trenlerle kayıp ülkenen yollarını arıyorduk. Birbirimizden yalnızca bir sokak ötedeydik.

*

Nâzım can; çözüm üretmek lazım. Tanık olduklarımız, ne kadar yetersiz olduğumuzu gösteriyor. Bu doğru: Sadece dünyamızı yıkmakla kalmadılar, onu tekrar inşa etmeyi deneyeceğimiz bütün araçları da elimizden aldılar. Düş kırıklıklarıyla dolu yüzyılın sonunda felaketlerin en falaketi: Anımsamak, vicdanı rahatlatmaktan başka bir işe yaramaz.

Yazar Hakkında

Jean Kéhayan

Harputlu bir babadan, Karayakup köyünden bir annenin, Anadolu göçmeni bir ailenin çocuğu olarak 1944'te Marsilya'da doğdu. 1960'ta Fransız Komünist Partisi'ne girdi. 1972–74 yılları arasında muhabir olarak Moskova'da görev yaptı. Le Monde, Le Nouvel Observateur, Libération gibi önemli gazetelerde çalıştı. 1978'de yayımlanan, eşi Nina Kéhayan ile birlikte kaleme aldığı ilk kitabı Rue du Prolétaire Rouge'da (Kırmızı Proleter Sokağı) Sovyetler Birliği izlenimlerini aktardı. Rejimin çatlaklarını gözler önüne serdiği bu kitap bütün dünyada büyük yankı uyandırdı ve pek çok dile çevrildi. Yazdıklarından ötürü Sovyetler Birliği'ne girmesi yasaklandı. 1980'de Fransız Komünist Partisi'ni eleştiren ve partiden ihraç edilmesine yol açan Le Tabouret de Piotr'u (Piotr'un Taburesi) yazdı. Sonraki yıllarda, Fransa'daki sol çevrelerde büyük tartışma yaratan gazete yazıları ve kitaplar yayımlamayı sürdürdü. Gorbaçov'un liderliği sırasında Sovyetler Birliği'ne girmesine izin verildi bu dönemdeki izlenimlerini de daha sonra kitaplaştırdı. 2000'de, 1915 Felaketi sonrasında anne ve babasının Fransa'ya göçlerini, oradaki yaşantılarını ve kendi yaşamöyküsünü anlattığıL'apatrie'yi (Vatansız) yayımladı, bu kitabı 2005 yılında Aras Yayıncılık tarafından Türkçe olarak yayınlandı. 2001'de Türkiye'yi ziyaret etti, İstanbul'u, Ankara'yı ve Anadolu'nun çeşitli şehirlerini gezdi. Aynı yılın temmuz ayında Türkiye izlenimlerini Libération gazetesinde bir yazı dizisi olarak yayımladı. Gazetecilikle uğraşmaya devam ediyor.

 

Eserleri:

Rue du Prolétaire Rouge (1978)

Le tabouret de Piotr (1980)

Nastia (1984)

L'U.R.S.S. Voyage au coeur du peuple soviétique

(1988, Nina Kéhayan ile birlikte)

Le chantier de la place rouge (1988, Nina Kéhayan ile birlikte)

Mes papiers d'Arménie (1990)

La coınplainte du dernier kolkhoze (1995, Nina Kéhayan ile birlikte)

Marseille (1995, Stéphane Couturier ile birlikte)

Paroles de Presse libre (1991, Jacqueline de Grandmaison ile birlikte)

L'apatrie (2000, Türkçede, Vatansız, 2005)

Basından

Apatrides, Go Home

  Evrensel Gazetesi   Nihat Ateş   01.02.2006

Beni Buralar Çekiyor

  Agos Gazetesi   Hrant Dink   08.06.2001

Jean Kehayan’ın Kaderi

  Agos Gazetesi   Oşin Çilingir   01.06.2001

Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.