165,00 ₺
Etiket Fiyatı: 220,00 ₺
Yetmiş Bin Süryani ‘de dünyaca ünlü Amerikalı Ermeni yazar William Saroyan’ın bugüne kadar Türkiye’de çok iyi bilinmeyen ilk dönem öyküleri yer alıyor. Bu öykülerde genel olarak, kimlik sorunlarıyla, Ermeniliğiyle, Amerika’yla, yazarlık ruh haliyle, insanoğlunun sürüklendiği savaş ve şiddet girdabıyla hesaplaşmasını ve kendine özgü o saf, insancıl ahlak anlayışıyla önerdiği çözümleri buluyoruz. Kitapta, yazar şan şöhret kazanmadan önce Amerika’daki Ermeni yayın organlarında yayımlanan ve daha sonra arşivlerin karanlığına gömülen öykülerin yanı sıra, Saroyan’ın ünlenmesini sağlayan, kimi zaman öyküden çok delidolu köşe yazısını andıran yapıtlar da yer alıyor. Saroyan, “politik” olarak tanımlanabilecek öykülerinde ise 1915 yılında yaşananların göçmenlerin gündelik yaşamına etkisini betimliyor. İnsanları insanlık dışına çıkaran, insanlıklarından utandıran çeşitli olaylara bakarken, sorunu, bozukluğu, çıldırmışlığı ve benzeri tüm olumsuzlukları şu ya da bu halkın değil, tüm insanlığın mayasında gören bir yazar olan William Saroyan, her zaman olduğu gibi, Yetmiş Bin Süryani ‘de de bastırılmış vicdanların sesi ve nefesi oluyor.
Genç Süryani’ye hoşça kal deyip, dükkândan çıktım…
Olanları düşünüyorum: Süryani ülkesini, berberlik öğrenen Süryani Theodore Badal’ı, sesindeki hüznü, tavırlarındaki umutsuzluğu. Bu, aylar önce, ağustostaydı, ama o günden beri Süryani ülkesini düşünüyor, kadim bir halkın genç, uyanık ama umutsuz evladı Theodore Badal hakkında bir şey söylemek istiyorum. Yetmiş bin Süryani, bu halktan geriye kalan sadece yetmiş bin kişi, gerisi ölüm uykusunda, bütün o azamet harap olmuş ve unutulmuş.
Onu bunu namussuz diye diğerlerinden soyutlamak hakça değil. Ermeni nasıl acı çekerse Türk de acı çeker. Saçma işte, ama bunu bilemezdim o zaman. Bilemezdim şu Türk dediğimiz insanın zorlandığı yola sapan, kendi halinde, dünya tatlısı bir biçare olduğunu. Ondan nefret etmenin, aynı hamurdan çıkma Ermeni’den nefret etmeye eşdeğer olduğunu. Ninem de bilmezdi, hâlâ da bilmiyor. Artık bunun bilincindeyim ben, ama kaç para eder?
Bitlis'ten Amerika'ya göç etmiş Ermeni bir ailenin, orada doğan ilk ferdi olarak 31 Ağustos 1908'de Kaliforniya eyaletinin Fresno kasabasında dünyaya geldi. Bir Presbiteryen rahibi olan babası, Saroyan üç yaşındayken ölünce, annesi Saroyan'ı ve üç kardeşini yetimhaneye vermek zorunda kaldı. Yetimhanede geçirilen beş yıldan sonra çocuklar annelerine kavuşarak Fresno'da bir araya geldiler. Resmi eğitimle bir türlü yıldızı barışmayan Saroyan on beş yaşında okulu terk etti. Çeşitli işlerde çalıştı. Asıl hedefi yazar olmaktı. Bunun için bir yandan da öyküler yazmayı sürdürüyordu. İlk öyküsü Story dergisinde 1933 yılında yayımlandı. 1934 yılında ise Randon House yayınevi tarafından The Daring Young Man on the Flying Trapeze and Other Stories isimli kitabı yayımlandı ve o yılın en çok satan öykü kitabı oldu. Bundan sonra artık hep yazdı. Yazmaktan ve gezmekten başka bir iş yapmadı. İçki ve kumar alışkanlığı yüzünden inişli çıkışlı bir grafik gösterse de elli seneyi aşan başarılı ve üretken bir kariyer ortaya koydu. 1939 yılında The Time of Your Life oyunuyla Pulitzer Ödülü'nü kazandı, ödülü reddetti. Saroyan hayatı boyunca altmışı aşkın kitap -öykü, oyun ve roman yazdı. Düzyazıda kendine özgü bir tarz yarattı. Akıcı, konuşur gibi, coşku dolu bu tarz kendi adıyla "Saroyanesque" olarak anılır oldu. Kendisinin de söylediği gibi, Saroyan, öykülerinde tek bir şeyi anlatır: insanı. Yazarken içten ve yalındır. Onun eserlerinde süslü tabirler, söz oyunları aramak boşunadır. Öykünün bütünü ve konu esastır. William Saroyan, klasik tabirle hızlı bir hayat yaşadı, dünyayı ve bu arada ata yurdu Bitlis'i gezdi, evlendi, boşandı, sonra aynı kadınla tekrar evlendi, sonra yine boşandı. 1981 yılında doğduğu yerde öldüğü zaman adı amerikan edebiyatının en iyi kısa öykü yazarları arasına çoktan yazılmıştı bile. Köklerine ve atalarının kültürüne bağlılığıyla, Saroyan, daha 1935'te Avrupa gezisinin bir durağı olarak Sovyet Ermenistanı'nı ziyaret eder. Üçüncü ve 1978'deki son ziyaretinde, yetmişinci yaş gününü de dostlarıyla birlikte orada kutlar. Vasiyeti üzerine, naaşının bir bölümü Ermenistan'a götürülerek Erivan'daki ünlüler panteonuna gömülür.
Birgün Kitap Eki Volkan Alıcı 02.07.2011
heselm.com 10.02.2009
suryaniler.com Özlem Ertan 29.12.2008
Agos Kitap / Kirk Bülent Kale 01.11.2008
Agos Kitap / Kirk Yeliz Kızılarslan 01.11.2008
Radikal Gazetesi Şeyhmus Diken 24.10.2008
Taraf Gazetesi Leyla İpekçi 09.09.2008
Mavi Defter Mustafa Özmen 01.09.2008
Taraf Gazetesi Markar Esayan 01.09.2008
Birgün Gazetesi Feza Kürkçüoğlu 31.08.2008
Radikal Gazetesi Nigar Avşar 16.08.2008
İşçi Cephesi Dergisi Saha Yetigen 02.06.2008
Milli Gazete Hakan Aytekin 16.04.2008
Virgül Dergisi Mustafa Arslantunalı 01.03.2007
gelawej.net 01.01.2006
Agos Gazetesi 05.11.2004